Fransız sinemasının ve 20. yüzyılın en ikonik simgelerinden biri olan Brigitte Bardot, son dönem yaşamını hayvan hakları savunuculuğu ve hayvan refahı projelerine adamış durumda. 79 yaşını devirmiş olan Bardot, uzun yıllar boyunca güzellik, moda ve romantizm sembolü olarak tanınırken, özellikle 1950’lerin ve 1970’lerin altın çağındaki filmlerdeki performanslarıyla hafızalara kazınmıştı.
Ancak, kariyerinin büyük bir bölümünü popüler kültürün ve şöhretin ışığında geçiren Bardot, 1960’ların ortalarından itibaren hayvanlara karşı duyduğu derin sevgiyi ve endişeyi dile getirmeye başladı. Özellikle tavşanlar ve diğer küçük hayvanlar için verdiği mücadele, onu hayvan hakları hareketiyle özdeşleştirdi. 1966 yılında “Tavşanlar için Bir Dur!” (Tous les Chatsont Importent) adlı bir manifesto yayınlayarak, hayvanların yaşam koşullarına dikkat çekmeye ve onları korumaya yönelik çağrılar yapmaya başladı.
Bu dönemden itibaren Bardot, hayvan barınaklarını ziyaret ederek, hayvanlara yardım kuruluşlarına bağışlar yaptı ve hayvan hakları konusunda farkındalık yaratmak için çeşitli kampanyalara katıldı. Hayvanların sirklerde, laboratuvarlarda ve diğer baskıcı ortamlarda yaşamasına karşı duruşunu net bir şekilde ortaya koydu.
Son yıllarda ise hayvan refahı projelerine daha yoğun bir şekilde odaklanarak, hayvanların doğal yaşam alanlarının korunması ve hayvanların acı çekmesini engelleyecek yasal düzenlemelerin yapılması için çaba gösteriyor. Bardot’un bu dönüşümü, sadece bir yıldızın hayranlığının ötesine geçerek, hayvanlara karşı sorumluluk duygusunun ve empati yeteneğinin önemini vurguluyor. Hayvan hakları savunuculuğuna yaptığı katkılarla, sinema geçmişiyle birlikte, gelecek nesiller için de önemli bir miras bırakmaya hazırlanıyor.
