Şanlıurfa’nın 18 kilometre dışındaki Göbeklitepe, Neolitik döneme ait ve 3 ila 6 metre yüksekliğe, 40 ila 60 ton ağırlığa sahip, hayvan figürlü “T” şeklindeki dikili taşlarıyla insanlık tarihine ışık tutuyor. 2018’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Göbeklitepe’de, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle 1995’ten beri kazılar yapılıyor.
Şimdiye kadar ziyaretçiler, beyaz bir çatıyla korunan Göbeklitepe Kazı Alanı 1’i (GT1) gezebiliyordu. Ancak, bu alanın kuzeybatısında yer alan ve yeşil çatıyla örtülü Göbeklitepe Kazı Alanı 2’nin (GT2) yaklaşık bir ay içinde ziyarete açılması planlanıyor. Bu düzenlemeyle birlikte ziyaretçiler, Neolitik döneme ait, çeşitli hayvan figürleri olan “T” şeklindeki dikili taşları daha yakından görebilecekler.
Göbeklitepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğin Mirası Projesi” kapsamında Göbeklitepe’de yeni bir döneme girildiğini belirtti. Ziyaretçi sayısının her yıl arttığını söyleyen Karul, alanın daha rahat ve anlaşılır şekilde gezilebilmesi için düzenlemeler yapıldığını ifade etti. Bu kapsamda yürüyüş yolları yenileniyor, yeni ziyaret rotaları oluşturuluyor ve bu rotalar sadece mevcut yapılarla sınırlı kalmayıp gelecekteki kazı alanlarını da kapsayacak.
Ziyarete açılacak alanda kazıların devam edeceğini belirten Karul, GT2 alanında bir platform inşa ettiklerini, bu ahşap platform tamamlandığında kazı alanının ziyaretçilere açılacağını söyledi. Karul, kazıların ziyarete açık bir alanda sürdürülmesinden rahatsızlık duymadıklarını, GT1’deki gibi hem kazıların yapılacağını hem de ziyaretçilerin alana zarar vermeden erişim sağlayabileceğini vurguladı.
Göbeklitepe’de elde edilen bilgilerin topluma ulaşması konusunda hassas olduklarını belirten Karul, Göbeklitepe’nin insanlığın ortak mirası olduğunu söyledi. Elde edilen bilgiyi televizyon, belgesel, yayın ve ziyaretçi merkezindeki bilgilendirmeler gibi farklı mecralarda paylaştıklarını ve yaptıkları işin topluma ulaşmasının kendileri için çok anlamlı olduğunu dile getirdi.
Kamuoyunda Göbeklitepe hakkında gerçek dışı ifadelerin dolaştığına dikkat çeken Karul, doğru bilgi paylaşımı konusunda sorumluluk hissettiklerini ancak yeni kazı alanlarının, çalışmalar tamamlanmadan ziyarete açılmasının o alanlar üzerinde baskı oluşturabileceğini ve zarar verebileceğini ifade etti. Tarihi ören yerinde önceliklerinin her zaman arkeolojik alanın korunması olduğunu dile getiren Karul, herkesin her yeri görmeye hakkı olduğunu ancak önceliklerinin arkeolojik alanların korunması, sağlıklı bir şekilde araştırılması ve bu süreç tamamlandıktan sonra ziyarete açılması olduğunu belirtti. Hem Bakanlık hem de arkeologlar olarak elde edilen veriler ve alanlara erişim konusunda Göbeklitepe’ye ilgi duyanlara her zaman öncelik verdiklerini sözlerine ekledi.