James Baldwin 100 yaşında!
Amerikalı yazar James Baldwin, eğer hayatta olsaydı bugün tam 100 yaşında olacaktı.
1924 yılında, New York’un Harlem mahallesinde ırkçılığın hüküm sürdüğü bir ortamda dünyaya gelen Baldwin, yoksulluk ve polis şiddeti altında büyüyen sekiz kardeşten biriydi. Katı bir Baptist vaizi olan üvey babası da onun yaşamı üzerinde derin bir etki bıraktı; başlangıçta vaiz olarak kariyer yapmaya yöneldi. Fakat ırkçılığın getirdiği kısıtlamalardan bunalan Baldwin, New York’taki baskılardan kaçarak Fransa’ya yerleşti ve burada neredeyse 40 yıl boyunca yaşadı. Bu süreçte İstanbul’da önemli zaman dilimleri geçirdi.
Baldwin, “Go Tell It on the Mountain” ve “Giovanni’s Room” gibi eserlerini Fransa’da yazdı. İlk eserinde çocukluk anılarını, diğerinde ise kimlik arayışındaki bir erkeğin hikayesini anlatıyordu. 1961 yazında, Afrika’ya gitmek üzere yola çıkarken İstanbul’a uğramaya karar verdi; burada Türk aktör Engin Cezzar’ın davetini kabul etti. Polonya kökenli edebiyat profesörü Magdalena Zaborowska, “James Baldwin’s Turkish Decade” adlı çalışmasında Baldwin’in İstanbul’daki yaşamının önemine vurgu yapıyor.
Baldwin, Türkiye’yi “hayatımı kurtardığı” bir yer olarak tanımladı. O dönemde Baldwin’in asistanlığını yapan gazeteci Zeynep Oral, onun “Kendi ülkemde nefes alamıyorum, burada rahat nefes alabiliyorum” dediğini aktarıyor. İstanbul yıllarında, hapishanedeki eşcinsel ilişkileri konu alan cesur bir oyun yazdı ve yönetti.
Baldwin, 1960’ların sivil haklar hareketinin merkezinde yer aldıktan sonra kısa bir süreliğine Amerika’ya döndü ancak daha sonra yaşadığı kayıplar nedeniyle Avrupa’ya geri dönmek zorunda kaldı. 1987’de Fransa’da kanserden yaşamını yitiren Baldwin, New York’a defnedildi.
Son yıllarda “Black Lives Matter” hareketi sayesinde tekrar hatırlanan Baldwin’in ismi, George Floyd’un “Nefes alamıyorum” çığlığı ile birlikte yeniden gündeme geldi. Baldwin’in yaşamı ve eserleri, bugünün toplumsal sorunlarıyla hala önemli bir bağ kuruyor.