Avrupa Tıbbi Onkoloji Derneği’nin Berlin’deki konferansında sunulan yeni bir araştırmaya göre, geliştirilmekte olan bir ilaç baş ve boyun kanseri tedavisinde umut vadediyor. “Amivantamab” adlı bu yeni ilacın, altı hafta gibi kısa bir sürede tümörleri küçülttüğü belirtildi.
Londra’daki Kanser Araştırma Enstitüsü (ICR) bilim insanlarının sunduğu verilere göre, bu üçlü etkili ilaç, daha önce immünoterapi ve kemoterapi almış olmasına rağmen kanseri tekrar nükseden veya vücudun diğer bölgelerine yayılmış olan hastalarda tümör boyutunu önemli ölçüde azaltmayı başardı.
Baş ve boyun kanseri, dünya genelinde en sık görülen altıncı kanser türü olarak biliniyor. Hastalık, standart tedavi yöntemlerinin ardından tekrarladığında veya vücudun farklı bölgelerine yayıldığında, tedavi seçenekleri genellikle sınırlı kalıyor.
Araştırmacılar, amivantamab’ın cilt altına enjeksiyon yoluyla uygulanabildiğini ve bu sayede tedavinin daha kısa sürede tamamlanabildiğini ve hastalar için daha konforlu bir deneyim sunduğunu vurguladı.
ICR’da görevli Profesör Kevin Harrington, ilacın hastanede uzun saatler geçirmeyi gerektirmediğini, basit bir enjeksiyonla uygulanabildiğini ve gelecekte evde bile uygulanabilir hale gelebileceğini ifade etti.
İlaç üreticisi Janssen tarafından finanse edilen klinik deneye, Birleşik Krallık dahil olmak üzere 11 farklı ülkeden hastalar katıldı. Deneye katılan tüm hastalar, tekrarlayan veya metastatik yassı hücreli baş ve boyun kanseri (HNSCC) tanısı almıştı. Daha önce immünoterapi ve kemoterapi tedavisi görmüş 86 hastaya yeni ilaç uygulandı. Elde edilen ilk sonuçlar, hastaların yüzde 76’sında tümörlerin küçüldüğünü veya büyümesinin durduğunu ortaya koydu. Yanıtlar ortalama 6 hafta içinde gözlemlenirken, yan etkiler çoğunlukla hafif veya orta şiddette seyretti.
Amivantamab tedavisi gören hastalarda, hastalığın ilerlemeden devam ettiği ortalama süre 6,8 ay olarak belirlendi. İlaç, tümör büyümesini tetikleyen EGFR proteinini bloke ederek, kanser hücrelerinin tedaviye direnç geliştirmesine yardımcı olan MET yolunu hedef alarak ve bağışıklık sistemini kanser hücrelerine saldırması için uyararak üç farklı mekanizma üzerinden etki gösteriyor.
Deneye katılan 59 yaşındaki Carl Walsh, dil kanseri teşhisi konduktan sonra kemoterapi ve immünoterapiden sonuç alamayınca deneye katıldığını ve tedaviden memnun olduğunu belirtti. Walsh, konuşmakta ve yemek yemekte yaşadığı zorlukların azaldığını ve ağrılarının hafiflediğini, hatta bazen kanser hastası olduğunu unuttuğunu dile getirdi.
Araştırmacılar, ilacın uzun vadeli faydalarının belirlenmesi için daha geniş kapsamlı araştırmaların yapılması gerektiğini vurguladı.