D.H. Lawrence’ın tartışma yaratan romanı Lady Chatterley’in Âşığı, Can Yayınları etiketiyle ve Merve Arvas’ın çevirisiyle okuyucuyla buluştu. Bu roman, yayımlandığı dönemden itibaren pek çok tartışmanın odağında yer aldı ve edebiyat dünyasında önemli bir yer edindi.
Romanın merkezinde, savaşta yaralanıp felç geçiren Clifford’ın genç eşi Constance ve malikanenin koruluğundan sorumlu bekçi Mellors arasındaki yasak aşk yer alıyor. Eserin, sadece bir kadın ihaneti hikayesi olarak değerlendirilmesi sığ bir yaklaşım olur. Zira roman, kocanın fiziksel engellerinin yanı sıra, karısını duygusal olarak da ihmal etmesini ve hatta bir varis sahibi olmak için onu evlilik dışı bir ilişkiye yönlendirmesini de ele alıyor.
Lady Chatterley’in Âşığı, muhafazakar çevrelerce müstehcen olarak nitelendirilse de, aslında bu eleştirilerin temelinde aristokrat bir kadınla işçi sınıfından bir erkeğin aşkının yarattığı rahatsızlık ve sınıf ayrımcılığı yatıyor. Roman, dönemin toplumsal ve siyasi yapısına ışık tutarak, egemen sınıfların işçi sınıfına karşı sergilediği ezici, aşağılayıcı ve dışlayıcı tutumu gözler önüne serdiği için tepki topladı.
D.H. Lawrence, bu eserinden dolayı yeteneğini boşa harcamış bir erotik yazar olarak damgalanmaya çalışılsa da, ölümünden sonra itibarı iade edildi. E.M. Forster, bir yazısında Lawrence’ı “kuşağımızın hayal gücü en büyük romancısı” olarak tanımladı. Eleştirmen F.R. Leavis ise, Lawrence’ın eserlerini İngiliz romanının köklü “büyük geleneği” içinde değerlendirerek edebi haklarının korunmasına katkıda bulundu. Bu roman, okuyucularına farklı bir bakış açısı sunarken, aşk, sınıf ayrımı ve toplumsal değerler üzerine derinlemesine düşünme fırsatı veriyor.
