Şirket, CEO Mark Zuckerberg’in son açıklamaları ve içeriğe dair tartışmalarla gündemde.
Ancak şirketin başı, Kaliforniya Kuzey Bölgesi’nde başka bir sorunla da dertte. Wired’ın haberine göre, Meta’nın AI sistemlerini eğitmek için korsan kitaplardan oluşan bir veri tabanı kullandığı, yeni ifşa edilen mahkeme belgeleriyle ortaya çıktı. Bu belgeler, Meta’yı hedef alan Kadrey et al. v. Meta Platforms davasının bir parçası olarak açığa çıktı. Dava, yazarlar ve sanatçılar tarafından açıldı ve davacılar arasında ünlü isimler yer alıyor; Richard Kadrey, Christopher Golden, Junot Díaz, Laura Lippman, Sarah Silverman, Ta-Nehisi Coates ve… sürpriz isim Mike Huckabee de bulunuyor.
Yeni belgelerde, Meta çalışanlarının korsan içeriklere dair açıklamalarına yer veriliyor. Bir Meta çalışanı, LibGen gibi ünlü korsan sitelerinden elde edilen verilerin kullanımına dair şüphelerini dile getirirken, bu durumun medya tarafından ifşa edilmesinin düzenleyicilerle olan müzakerelerde aleyhlerine olabileceğini belirtiyor. Diğer belgelerde ise, Meta mühendislerinin “corporate laptop” kullanarak torrentleme işlemi yapmayı etik bulmadıklarını ifade ettikleri belirtiliyor. Buna rağmen, Meta’nın AI ekibinin bu korsan materyalleri kullanmak için Mark Zuckerberg’in onayını aldığı iddia ediliyor.
Meta, bu verilerin halkın erişimine açık, yasal olarak erişilebilen materyaller olduğunu ve “adil kullanım” doktrinine dayandığını savunsa da, bu açıklamalar pek inandırıcı görünmüyor. Çünkü internette bulunan her içerik yasal anlamda kullanılabilir değil.
Davacılar, Meta’nın kendi platformlarında pirated dosyalar paylaşarak, bu dosyaları “torrent” sitelerine yüklediğini ve böylece, kendisinin de dağıtımcı haline geldiğini iddia ediyor. Şirketin bu verileri kullanarak geliştirdiği AI modellerini ticari olarak satışa sunduğu belirtiliyor.
Hukuki olarak Meta’nın bu durumdan nasıl kurtulacağı henüz net değil. Ancak, geniş kaynaklara ve deneyimli avukatlara sahip bir şirketin, bilerek çalıntı içerik kullanarak kazanç sağlaması savunulabilir gibi görünmüyor.
Bu davalar, Meta’nın ve benzer büyük teknoloji şirketlerinin piratçılıkla nasıl bir ilişki kurduklarını gözler önüne seriyor. Ancak, bu tür yazılımlar Amerika’da büyük bir pazar yaratmış durumda ve bu davaların yazılımlar üzerinde kısıtlamalara yol açıp açmayacağı belirsiz. Yine de, eser sahiplerinin uğradığı zararların tazmin edilmesi gerektiği bir gerçek.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, teknoloji meraklıları ve optimistleri, yapay zekanın geleceğini savunmaya devam ediyor. Yayıncılık sektöründe de AI’nin iş gücüne entegre edilmesiyle ilgili artan bir ilgi var. Bazı yayıncılar, AI teknolojisini kullanmak konusunda hevesli görünüyor, ancak bu gelişmelerin, gelecekte AI’siz bir dünyayı pek mümkün kılmadığı düşünülüyor.