Werner Bräunig’in son romanı Panayır Yeri, Livera Yayınları aracılığıyla okurlarla buluştu. Roman, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Doğu Almanya’nın, özellikle de Wismut uranyum madenlerinde çalışan işçilerin yaşamlarını ve yaşadıkları zorlukları çarpıcı bir şekilde ele alıyor. Bräunig, bu dönemin siyasi ve sosyal atmosferini, Nazi rejiminin baskısı, savaşın yarattığı yıkım ve Doğu Bloğu’nun getirdiği kısıtlamalar gibi faktörler üzerinden işliyor.
Panayır Yeri, sadece bir tarih anlatısı olmaktan öte, bireylerin bu sistemin altında ezilme, hoşnutsuzluk duymak ve isyan etmek zorunda kalma süreçlerini sıradan insanların gözünden aktarıyor. Romanın ana karakteri Fischer aracılığıyla, okuyucu, liderlerin ve yönetimlerin yarattığı sahte umutların ve sürekli bir üstünlük mücadelesinin neden bu insanları nasıl etkilediğini sorguluyor. Bräunig, eserinde, “Neden yine sahte liderlerin peşinden gidiyorlar? Neden hiçbir şey öğrenmiyorlar?” sorusunu sürekli olarak gündeme getirerek, okuyucuyu da bu sorulara düşünmeye davet ediyor.
Ancak romanın yazarı Werner Bräunig’in kendi hayatı, eserinin kaderiyle ironik bir şekilde örtüşüyor. Panayır Yeri, Doğu Almanya’da hiçbir zaman yayımlanamamış ve ikinci cildi tamamlanmamıştı. Sosyalist Birlik Partisi tarafından “düşmanca” kabul edilen eser, Bräunig’in kariyerini ve hayatını derinden etkiledi. Alkol bağımlılığına sığınarak 42 yaşında hayatını kaybeden Bräunig’in, eserinin politik baskılar nedeniyle görmezden gelinmesi, edebiyat dünyasında unutulmaya yüz tutmuş bir yazarın trajik hikayesini oluşturuyor. Romanın yayınlanması, Bräunig’in bu karanlık dönemdeki deneyimlerini ve eserinin bastırılmasının nedenlerini gün yüzüne çıkarmayı amaçlıyor.
