Amerikalı oyuncu Peter Greene, 60 yaşında New York’ta hayatını kaybetti. Oyuncunun menajeri Gregg Edwards tarafından yapılan açıklamada, Greene’in Lower East Side bölgesindeki evinde cuma günü bulunduktan sonra hayatını kaybettiği belirtildi. Ölüm nedeni hakkında henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, bu haber sinema dünyasında büyük bir üzüntüye neden oldu.
Greene, uzun ve çeşitli bir kariyer süresince, özellikle de kendine özgü ve sert karakterlerle tanınmıştı. Sinema tarihinde unutulmaz bir yer edinmişti. En bilinen performanslarından biri, Quentin Tarantino’nun 1994 yapımı kült filmi “Pulp Fiction”daki Zed karakteriydi. Bu karakter, filmin en çarpıcı ve rahatsız edici anlarından birini oluşturarak, sadist bir güvenlik görevlisi olarak izleyicilerin zihninde kalıcı bir iz bıraktı. Bu sahnenin, John Boorman’ın “Deliverance” filmine bir gönderme olduğu düşünülüyordu.
Aynı dönemde, Jim Carrey’in baş düşmanı Dorian Tyrell rolünde yer aldığı “The Mask” filminde de önemli bir performans sergilemişti. Menajeri Gregg Edwards, Greene’in sadece kötü adam rolünde değil, aynı zamanda “kimse Peter kadar iyi bir kötü adam oynayamazdı” dediği gibi, derin ve nazik bir kişiliğe sahip olduğunu vurguladı.
New Jersey’nin Montclair kentinde doğan Greene, oyunculuk eğitimini Lee Strasberg Theatre and Film Institute’ta aldı. Kariyerine 1992 yapımı “Laws of Gravity” filmindeki rolüyle başladı ve ardından yönetmen Lodge Kerrigan’ın “Clean, Shaven” filminde başrolü üstlenerek dikkatleri üzerine çekti. Bu performans, Tarantino’nun onu keşfetmesine ve “Pulp Fiction”daki Zed rolünü ona sunmasına yol açtı.
Son yıllarda Greene, “For Life”, “Chicago P.D.”, “Hawaii Five-O”, “Justified” ve “Life on Mars” gibi çeşitli televizyon dizilerinde konuk oyuncu olarak yer aldı. Ayrıca “The Black Donnellys” dizisindeki Derek “Dokey” Farrell karakteriyle de hatırlanıyordu. Sinema dünyasında da “Tesla”, “City of Lies”, “Once Fallen” ve “Permanent Midnight” gibi filmlerde rol almış, bazı filmlerde yapımcı olarak da görev üstlenmişti. Greene’in sinemaya olan katkıları ve farklı karakterlere bürünme yeteneği, onu sinema tarihinde önemli bir isim olarak bırakacaktır.
