Bitki fizyolojisi alanında yapılan son araştırmalar, nanoplastik partiküllerin bitki bünyesine nüfuz etme mekanizmalarını aydınlatarak, insan sağlığı için potansiyel bir risk oluşturabileceğine işaret ediyor. Bilim insanları, laboratuvar ortamında gerçekleştirdikleri deneylerde, söz konusu mikroskobik parçacıkların, bitkilerin köklerinde bulunan ve su ile besin maddelerinin seçici alımını kontrol eden Casparian şeridi isimli doğal engeli aşabildiğini gözlemledi. Bu durum, nanoplastiklerin bitkisel dokulara yerleşmesine ve dolayısıyla bitkisel ürünler aracılığıyla insan vücuduna taşınmasına olanak sağlayabileceği anlamına geliyor.
Çalışmanın baş araştırmacılarından biri olan Prof. Thompson, sonuçların beklentileri doğrultusunda olduğunu belirterek, mikroplastik kirliliğinin yaygınlığına dikkat çekti. Thompson, “Mikroplastiklere yönelik yaptığımız araştırmalar, onların varlığını neredeyse her yerde tespit etmemizi sağladı. Bu yeni bulgu, mikroplastiklerin sadece deniz canlılarında değil, aynı zamanda yaygın olarak tükettiğimiz sebzelerde de biriktiğini gösteriyor,” şeklinde konuştu.
Araştırmacılar, nanoplastiklerin bitkilerdeki hareketini ve birikimini daha detaylı anlamak için ileri düzey görüntüleme teknikleri ve moleküler analizler kullandı. Elde edilen veriler, nanoplastiklerin bitki hücrelerinin içine girebildiğini ve bitkinin farklı bölgelerine taşınabildiğini ortaya koydu. Bu durum, nanoplastiklerin sadece köklerde değil, yapraklarda, meyvelerde ve diğer yenilebilir kısımlarda da bulunabileceği endişesini artırıyor.
Bu önemli keşif, gıda güvenliği ve insan sağlığı açısından ciddi soruları gündeme getiriyor. Nanoplastiklerin insan vücudundaki etkileri henüz tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı araştırmalar bu parçacıkların iltihaplanmaya, hücre hasarına ve hatta kansere yol açabileceğini öne sürüyor. Bilim insanları, nanoplastiklerin bitkilerden insanlara geçişini engellemek ve potansiyel sağlık risklerini azaltmak için daha fazla araştırma yapılması ve önleyici tedbirler alınması gerektiğinin altını çiziyor. Bu kapsamda, plastik kullanımının azaltılması, geri dönüşüm oranlarının artırılması ve nanoplastiklerin çevreye yayılmasını önleyecek teknolojilerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.