Şengül Engin’in “Ölülerin Göçü” adlı eseri, H2o Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, doğduğu topraklarda terk edilmiş bir köyden gelen, rüyalarla taşınan çağrıların peşine düşen bir kadının hikayesini anlatıyor. Bu kadının, taşıdığı ağır yükümlülükten kaçışı mümkün değildir. İstanbul’un boğucu atmosferini terk ederek, işini bırakır ve gizem dolu, heyecan verici olayların vuku bulacağı memleketine doğru bir yolculuğa çıkar.
Rüyaların rehberliğinde derinleşen bir bilinmezliğin içinde, elle tutulur tek gerçek bir mezardır. Bu mezar, imamından rahibine, yoksulundan define avcısına kadar birçok insanın ilgisini çeker. Ancak mezarla ilgilenen herkes, sanrılar görmeye başlar, adeta kasılıp kalır ve dayanılmaz bir koku yüzünden akıllarını kaybetme noktasına gelir. Tuhaf ve şaşırtıcı gelişmeler birbirini izler.
Ancak yaşanan hiçbir şey olağanüstü veya doğaüstü değildir. Acılar silinmez izler bırakır, fakat hayat, göç edilse dahi yaşanmaya değerdir. Ölüler, bu dünyaya geldiklerine ve yaşadıklarına dair bir iz bırakmak, hatırlanmak isterler. Peki, ölüler nereye göç eder ve mezarlar kimleri bekler? Bu sorular, kitabın temelini oluşturuyor ve okuyucuyu derin düşüncelere sevk ediyor. “Ölülerin Göçü”, hem gizemli hem de düşündürücü bir okuma deneyimi sunuyor.
