Gamze Efe, ikinci öykü kitabı “Sustuğum Yerden” ile edebiyat dünyasına yeniden merhaba dedi. Everest Yayınları tarafından yayımlanan bu yeni eser, yazarın özgün anlatım tarzını korurken, okuyucuya derin ve düşündürücü bir yolculuk sunuyor. Kitap, kayıpların, yasın, içimizdeki tanrıların, buyrukların, oyunların ve unutulma temalarını işleyen bir koleksiyondur. Efe, karakterlerinin yaşadığı zorlukları ve içsel çatışmaları çarpıcı bir dille aktarırken, okuyucuyu aynı zamanda bir melankoli ve umut arasında gidip gelmeye davet ediyor.
“Sustuğum Yerden”de, iyileşmesi en zor hastalığa yakalanan kahramanlar, tanıdık sokakların yıkılışına tanık oluyor. Hikayeler, bir nevi kayıp sonrası yaşamın karmaşıklığını ve insanın kendini yeniden keşfetme çabasını gözler önüne seriyor. Efe, betimlemelerinde yoğunlaştığı atmosferle, okuyucunun karakterlerin yaşadığı duygusal yoğunluğu hissetmesini sağlıyor. Özellikle, beton yalıtımının yalnızlığı, jandarmadan gelen tekmil sesleri ve kış güneşinin acımasızlığı gibi imgeler, hikayenin karanlık ve melankolik tonunu pekiştiriyor.
Eserde, tanrı figürü, bir nevi içsel ses ve bilinçaltının temsilcisi olarak karşımıza çıkıyor. “Tanrı konuşuyor” ifadesi, karakterlerin yaşadığı çaresizliği ve anlam arayışını vurguluyor. Efe, bu şekilde, insanın varoluşsal sorgulamalarına ve içsel çatışmalarına odaklanarak, okuyucuyu derin düşüncelere sevk ediyor. Kitap, aynı zamanda, modernleşmenin ve kentleşmenin insan üzerindeki etkilerini de ele alıyor. Beton binaların, ruhsuz ve akıllı yapıların, konfor ve görkem bağımlısı insanların, şehir siluetine uyum sağlamaya çalışırken, insanın kendi evine, kendi köklerine olan bağlılığını sorgulayan bir anlatı sunuyor. Efe, bu temaları, güçlü betimlemeleri ve etkileyici karakterleriyle bir araya getirerek, okuyucuya unutulmaz bir okuma deneyimi yaşatıyor.
