Javier Marías’ın “Yarın Savaşta Beni Düşün” adlı romanı, edebiyat dünyasına adeta bir merak tohumu ekti. Yapı Kredi Yayınları tarafından Seda Ersavcı’nın titiz çevirisiyle okuyucuya sunulan bu eser, okuyucuyu adeta bir gizemli labirentin içine çekmeyi başarıyor. Roman, sıradan bir akşam yemeği davetiyle başlıyor; Víctor adında bir adam, evli bir kadın olan Marta’yı akşam yemeğine davet ediyor. Ancak bu akşam yemeği, Víctor’un hayatının akışını sonsuza dek değiştirecek bir olayla sonuçlanacak. Marta, yemek sırasında ani bir şekilde fenalaşarak Víctor’un kollarında vefat ediyor. Bu trajik olaydan sonra Víctor, geçmişiyle yüzleşmek ve kayıp olan kadının hayatı hakkında gerçeği öğrenmek için harekete geçiyor.
Romanın anlatımı, okuyucuyu sürekli bir şüphe ve merak içinde bırakıyor. Víctor’un araştırmaları, kadının ailesiyle olan ilişkilerini, geçmişteki sırları ve yalanları ortaya çıkarıyor. Roman, sadece bir ölüm hikayesi değil, aynı zamanda insan doğasının karanlık yönlerini, hafızanın kırılganlığını ve gerçekliğin ne kadar subjektif olduğunu sorgulayan derin bir psikolojik inceleme. Marías, karakterlerinin iç dünyasına ustalıkla girerek, onların karmaşık düşüncelerini ve duygularını okuyucuya aktarıyor.
“Yarın Savaşta Beni Düşün”, yaşayan en yetenekli yazarlardan birinin eserinden süzülmüş, unutulmaz bir roman deneyimi sunuyor. Romanın atmosferi, okuyucuyu adeta bir melankoliye sürüklerken, aynı zamanda okuyucuyu karakterlerin kaderleriyle özdeşleştiriyor. Eleştirmenler tarafından da büyük beğeni toplanan bu eser, “The New York Times” ve “Salman Rushdie” gibi önde gelen isimler tarafından da övgüyle bahsediliyor. Romanın, okuyucuyu derinden etkileyen ve uzun süre hafızasında kalan güçlü bir anlatı olduğunu söylemek mümkün.
