Bir süredir çeşitli sağlık sorunlarıyla mücadele eden Kür’ün cenazesinde, ailesi, dostları, edebiyat ve sanat camiasından birçok isim hazır bulundu. Taziyeleri kabul eden oğlu Emrah Kolukısa, annesinin Türkiye’nin önde gelen kadın yazarlarından biri olduğunu belirterek, “Özellikle 1970’li yıllarda kadın edebiyatçılar arasında önemli bir yer edinmişti. Son dönemde fazla yazmıyordu ama ülke meselelerine karşı her zaman çok ilgiliydi. Her şeyi yakından takip ederdi. Hepimizin başı sağ olsun,” ifadelerini kullandı.
“Cesur ve gerçekçi bir yazardı”
Cenazeye katılan tarihçi-yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı da Pınar Kür’ün edebiyat dünyasında çok yönlü bir yazar olduğunu vurguladı. Ortaylı, “Tiyatrodan şiire kadar pek çok alanda yetkin bir kalemdi. Daha üretken olabileceği bir dönemde aramızdan ayrıldı, bu yüzden çok üzgünüz. Cesurdu, yanlış bulduğu şeyleri açıkça yazmaktan çekinmezdi. Realistti. Bir toplum ancak kendi hatalarıyla yüzleşerek ilerler,” dedi.
Pınar Kür’ün hem edebi hem entelektüel açıdan yol gösterici olduğunu dile getiren Ortaylı, “Hayata hem mizahla hem ciddiyetle bakabiliyordu. Eminim geleceğin Türkiye’si onu daha çok anlayacak ve arayacak,” şeklinde konuştu.
“Düşünce özgürlüğünün savunucusuydu”
Yapımcı Zeynep Özbatur Atakan da Kür’ün ardından “Türk edebiyatı ve Türkiye için büyük bir kayıp. Çok değerli bir sanatçı ve yazardı,” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Can Yayınları sahibi Can Öz ise, Pınar Kür’ü “Türk edebiyatının çınarlarından biri” olarak tanımlayarak, “Düşünce özgürlüğü mücadelelerinde hep ön saflardaydı. Onurlu, gururlu, karakter sahibi bir insandı. Hem mücadelesi hem de edebi mirası bizlere ilham oldu,” ifadelerini kullandı.
Pınar Kür kimdir?
1945 yılında Bursa’da dünyaya gelen Pınar Kür, Türk edebiyatı öğretmeni İsmet Kür ile matematik ve Fransızca öğretmeni Bahram Kür’ün kızıydı. Robert Kolej’deki lise eğitiminin ardından lisansını ABD’deki Queens College ve Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladı. Doktorasını Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nde “Yirminci Yüzyıl Tiyatrosunda Gerçeklik ve Yanılsama” üzerine yaptı.
Yazarlık kariyerine tiyatro alanında başlayan Kür, 1971-1973 yıllarında Devlet Tiyatroları’nda dramaturg olarak çalıştı. İlk öyküleri 1971 yılında Dost dergisinde yayımlandı. Daha sonra Cumhuriyet, Yazko Edebiyat, Hürriyet Gösteri ve Milliyet Sanat gibi yayınlarda yazılarına yer verildi.
Akademik yaşamında İstanbul Üniversitesi’nde İngilizce okutmanı olarak başlayan Kür, İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri Bölümü’nde öğretim üyeliği yaptı.
1979’da yayımladığı ilk romanı “Yarın Yarın” ile dikkatleri üzerine çeken yazar, 1984 yılında “Akışı Olmayan Sular” adlı öykü kitabıyla Sait Faik Hikâye Armağanı’na layık görüldü. 2013’te Ankara Öykü Günleri tarafından “Onur Ödülü” ile de taltif edilen Kür’ün özel arşivi, Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nda korunuyor.