Hükümet, Naziler tarafından yağmalanan sanat eserlerinin iadesine yönelik anlaşmazlıklarda karar verecek yeni bir tahkim mahkemesi kurma kararı aldı. Bu mahkeme, tarafların arasında çıkan anlaşmazlık durumunda nihai karar verme yetkisini elinde bulunduracak.
Yeni Sistemde Tek Taraflı Temyiz Hakkı
Yeni düzenlemenin en dikkat çeken özelliklerinden biri, tek taraflı temyize izin veriyor olması. Eski sistemde, hem eski sahiplerin hem de mevcut sahiplerin bir temyiz kararında anlaşmaları gerekmekteydi. Ancak yeni mahkeme sistemi, yalnızca bir tarafın temyiz başvurusu yapmasını yeterli sayarak süreci daha hızlı ve pratik hale getirmeyi amaçlıyor. Bu değişiklik, özellikle bazı sanat eserlerinin kime ait olduğunun belirsizliğini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Örneğin, bir Picasso tablosunun mülkiyeti halen kesin olarak belirlenmiş değil.
Yeni Sistem Eleştiriliyor
Ancak Almanya’daki bu yeni düzenleme, bazı hukukçular ve tarihçiler tarafından eleştiriliyor. Nazi dönemi eserlerine dair uzmanlaşmış bir grup avukat ve tarihçi, Almanya Başbakanı Olaf Scholz’a bir açık mektup yazarak, yapılan değişiklikleri kınadı. Mektupta, “Naziler tarafından yağmalanan sanat eserlerine dair Danışma Komisyonu’nun kaldırılması ve mağdurlar için daha kötü bir prosedürün uygulanmaya başlanması dürüstçe değildir” ifadelerine yer verildi.
Danışma Komisyonu, Almanya’nın 1999 yılında imzaladığı Washington Anlaşması çerçevesinde, Nazi dönemi eserlerinin iade edilmesine yönelik olarak kurulmuştu. Ancak bazı Alman kurumları, bu anlaşmayı uygulamayı reddetmişti. 2003 yılında kurulan komisyon, Nazi dönemine ait eserlerin iade edilmesi konusunda önemli bir rol oynamaktaydı.
Yeni Mahkeme Hakkında Endişeler
Yeni kurulan tahkim mahkemesinin işleyişi ise bazı uzmanlar tarafından kamuoyunda yeterince tartışılmadığı gerekçesiyle eleştiriliyor. Ayrıca, Nazi Almanyası’ndan ya da Nazi işgali altındaki bölgelerden kaçan ve kültürel varlıklarını satmak zorunda kalan mağdurların tazminat düzenlemeleri kapsamında nasıl bir hak alacakları konusunda da kaygılar dile getiriliyor. Eleştirmenler, bu mahkemenin mağdurların ve torunlarının haklarını yeterince korumayacağını savunuyor.
Açık mektupta, Nazi döneminde zulme uğrayan ve varlıklarını satmak zorunda kalan mağdurların gelecekte sadece sınırlı bir iade hakkına sahip olacakları ifade edilerek, bu durumun hem mağdurlar hem de Almanya’nın itibarı için büyük bir kayıp olacağı vurgulandı. Bu durumun, “mağdurların yüzüne atılmış bir tokat” olacağı ve Almanya’nın uluslararası alandaki saygınlığını zedeleyeceği belirtiliyor.