Artık bizim de “Sokal Vakamız” var! Recai Coşkun akademiyi rezil etti!
Alan Sokal, bir fizikçi olarak bilinir, ancak postmodern kültürel çalışmalar alanında büyük bir tartışma yaratmıştır. Sokal, “Social Text” dergisi için yazdığı bir makale ile bu alandaki çalışmaları sorgulamış ve bu olay zamanında akademide büyük bir yankı uyandırmıştır.
Sokal’ın yazdığı makale tamamen uydurmadır ve kaynakçasında gerçek bir referansa yer vermemiştir. Bu sahte makale, “Social Text” dergisinin ilkbahar-yaz 1996 sayısında yayımlanmıştır. Makale oldukça ağdalı ve karmaşık bir dil kullanmıştır ve içinde gerçek bilimsel terminoloji ile uydurulmuş cümleler birbirine karıştırılmıştır.
Makaleyi yayımlayan “Social Text” dergisi ise Sokal’ın makalesini savunmuş ve uydurma olmadığını iddia etmiştir. Ancak Sokal, makalenin tamamen uydurma olduğunu açıkladığında dergi geri adım atmıştır. Bu olay, postmodernizmin eleştirisi ve bilimsel yöntemin önemini vurgulayan bir dönüm noktası olmuştur.
Artık bizim de Sokal Vakamız var!
Benzer bir olay Türkiye’de de yaşandı. İzmir Bakırçay Üniversitesi’nde görevli Prof. Dr. Recai Coşkun, tamamen uydurma bir makale yazmış ve bu makale üst düzey bir akademik dergide yayımlandı. Makalenin içeriği ve kaynakçası uydurma olduğu gibi tarihler de yanlış yazılmıştır.
Makalenin yayınlandığı dergide ise hayali yayınevleri ve kaynaklar kullanıldı. Bu durum, akademik dünyanın ciddiyetini sorgulamamıza bir kez daha neden olmuştur.
Coşkun, makalesinin sonunda Alan Sokal’dan bahsetmiş ve “yalancı bilim” teriminin de bir bilim olduğunu vurgulamayı da ihmal etmedi.
Recai Coşkun’un “uydurma” makalesinde atıf verilen kaynaklar şu şekilde: