- Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali, ikinci gününde 15 filmin gösterimiyle devam etti. Festivalin Uluslararası Yarışma kategorisinde yer alan Kanada yapımı “Yintah” belgeseli, izleyicilerden büyük ilgi gördü.
Michael Toledano, Jennifer Wickham ve Brenda Michell’in yönettiği uzun metraj belgesel, Kanada’da yaşayan Wetsuwet’en halkının topraklarında yapılması planlanan bir projeye karşı verdikleri mücadeleyi anlatıyor.
Kanada hükümetine bağlı olmayan, miras şefleri tarafından yönetilen Wetsuwet’en halkı, hükümetin topraklarından geçecek bir boru hattı projesine onay vermesi üzerine harekete geçiyor. Kadınların öncülük ettiği sivil itaatsizlik eylemleri başlatılıyor. Ancak, polis müdahalesi ve mahkeme kararlarıyla yerli halkın topraklarına girişi engelleniyor.
Yaklaşık on yıldır devam eden bu mücadelede, Wetsuwet’en kadınlarının azmi ve kararlılığı dikkat çekiyor. Atalarından miras aldıkları toprakları ve kültürlerini gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen kadınlar, şirketin çalışmalarını engellemek için barışçıl eylemlerine devam ediyor. Filmde, yöresel şarkılar ve enstrümanlar eşliğinde, kırmızı elbiseleriyle protesto yapan Wetsuwet’enli kadınların etkileyici görüntüleri yer alıyor.
İş makinelerinin çalışmasını engellemeye çalışan yerli halk, Kanada polisinin müdahalesiyle karşılaşıyor ve birçok kez tutuklanıyor. Pandemi öncesinde ülke geneline yayılan protestolar, Kanadalıların Wetsuwet’en halkına destek vermesi ve demiryolu ulaşımının engellenmesiyle hükümeti zor durumda bırakıyor. Ancak, pandemiyle birlikte protestoların azalmasıyla şirket çalışmalarına devam ediyor.
On yıla yayılan bu mücadele günümüzde hala devam ediyor. Kanada hükümeti, Wetsuwet’en topraklarından geçecek başka projelere de onay verirken, yerel halk barışçıl eylemlerle direnişini sürdürüyor.
Festivalde gösterilen filmler, farklı coğrafyalarda benzer mücadelelerin yaşandığını ortaya koyuyor. Dünya genelinde maden şirketleri ve hükümetlerin projeleri, yerel halkın yaşam alanlarını ve geçim kaynaklarını yok ediyor.
Bu duruma karşı verilen mücadeleler ve dayanışma örnekleri de benzerlik gösteriyor. Ekolojik yıkıma karşı verilen mücadele, doğal olarak küresel bir boyut kazanıyor.
Festivalde dikkat çeken bir diğer film ise, Panorama kategorisinde yarışan “Bir Garip Rüya Rengi” adlı Türk yapımı oldu. Yasemin Akıncı’nın yönettiği film, emekli mimar Eltir Ayaydın’ın evini ve anılarını kaybetmemek için verdiği mücadeleyi konu alıyor.
İstanbul Şişli’de bulunan evinden depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle karot örneği alınan Eltir Ayaydın, İstanbul’daki yapıların neredeyse yarısının bu yöntemle ele geçirilmek istendiğini iddia ediyor. Şirketin sunduğu projeyi eleştiren Ayaydın, projede pencere olmadığını ve otoparkta kolon bulunmadığını belirtiyor. Filmde, Ayaydın’ın Cumhuriyet gazetesi okuduğu sahneler de yer alıyor. Filmin sonunda, Ayaydın’ın evinin yıkım sürecine girdiği öğreniliyor.
Gazetelerde sıkça yer alan karot alarak bina yıkma stratejisi, İstanbul’daki kat maliklerini tehdit ediyor. 1999 öncesi yapılmış binalar, yeni deprem yönetmeliğine uymadıkları gerekçesiyle yıkım sürecine giriyor. Müteahhitler, kat maliklerine mevcut evlerinden daha küçük daireler teklif ediyor. Kentsel dönüşüm yasası, müteahhit şirketleri lehine bir tahliye aracı olarak kullanılıyor.