Dosya

Hamburger Yerken Lenin’i Uğurlamak

McDonald’s ilk şube Sovyetler’de 31 Ocak 1990 yılında açılmıştı. Batı kamuoyu bu olayı büyük manşetler ve haberler ile duyurmuş, Sovyetler’de McDonald’s açılışı için 35 bin kişinin izdiham gösterdiğini ve hamburgerlerin ilk günde tükendiğini anlatmışlardı. Aslında bu durum “elveda Lenin” demek oluyordu.

Biten Sosyalist İdealler Sonucunda McDonald’s

McDonald’s esasında sadece hamburger üretmemektedir. McDonald’s dünyanın her yerine kapitalizmin en ünlü markası olarak giriş yapar ve o bölgeyi kapitalist üretim ilişkileri ile şekillendirmek için hizmet verir. Elbette tek tek firma çalışanlarının, firma müdürlerinin ya da diğer ilişiği olanların bu konuda bir kabahati bulunmaz ancak McDonald’s bir fikir olarak sermayenin en göze çarpan sembolüdür. Bu bakımdan sadece hamburger üretmez, her şeye otomatik olarak yaklaşan, hiçbir şey üretmeyen ve müşterilerinin de birer robot gibi kısa süreler içerisinde yiyeceklerini yiyip yeni müşteriler için yer açılmasını amaçlar. Hamburger zaten hızlı tüketim nesnesi olduğu için müşteriler de en kısa sürede yemek faslını atlatıp kapital için daha fazla üretim yapmaya ya da harcama yapmaya devam edebileceklerdir.

İlgili Makaleler

Sovyetler Birliği’nde 1990 yılına kadar McDonald’s ya da benzeri firmalar bulunmuyordu. Ancak 31 Ocak 1990 yılında, Moskova Puşkin Meydanı’nda önemli bir gelişme yaşandı. İlk ABD firması olarak McDonald’s bu meydanda bir şube açtı. Açılışı başlı başına bir olay iken en büyük durum ise yaklaşık olarak 35 bin civarında Sovyet yurttaşının açılışa gitmiş olması oldu. Demek ki Sovyetler, sosyalist insanı yetiştirmek konusunda başarısız olmuştu.

Hamburger Olmadan Yaşanır mı?

Elbette sorun sadece McDonald’s ya da hamburger yemek değildir. Sovyetler’de McDonald’s açılışı sembolik anlamlara sahiptir. O gün orada, toplanan 35 bin Sovyet yurttaşının pek çoğu yıllardır parlatılan ve “büyük eğlencelerin, mutlulukların, en büyük hazların” sembolü haline gelen McDonald’s’ın gerçekten bunları sunup sunamadıklarını öğrenmek için bulundular. Hamburgerlerini yedikten sonra kendilerini büyük mutluluklar içinde görmüş olduklarını düşünmemek gerekir. Esasında McDonald’s onların hiçbir şeylerine karşılık gelmedi. Sadece tıpkı Doğu Almanya’da da ısrarla yapıldığı üzere Batı’nın ne kadar demokratik, ne kadar göz alıcı ve ne kadar mutluluk saçan bir dünya olduğu yanılsamasının parlatılması olarak karşılık buldu. Bu sayede Sovyet yurttaşları kendilerini “daha özgür” görebileceklerdi. Çünkü yıllardır kendilerine Batı tarafından bu sözler tekrarlanıyordu. Sovyetler’deki yaşamın ne kadar tek düze (?) olduğu, ne kadar baskıcı, ne kadar sıkıcı olduğu ısrarla özellikle filmler ve kitaplar vasıtasıyla daha sonra da markalar üzerinden işleniyordu.

Örnek bir McDonald’s reklamında sevgililer sevgilerine sevgi katıyor, aileler çocukları ile birlikte son model otomobillerinden inmeden hamburgerlerini camdan alıyorlar ve gülücükler saçarak yola devam ediyorlar, işçiler tatsız fabrika yemekleri yerine öğünlerini buradan karşılıyorlardı. Elbette bu türden illüzyonlar sıklıkla işlendiler ve sonucunda Sovyet yurttaşları bunlara inanmaya başladılar.

Bu durumda sadece yurttaşların kabahati bulunmuyordu elbette. Kruşçev ile başlayan ve Gorbaçov’a kadar -Andropov hariç tutulursa – Sovyet yöneticilerinin ve kadrolarının da sosyalist ideali anlayamamaları ve bundan vazgeçmeleri etkili olmuştur. Sosyalizm her şeyden önce tüm insanlar için bir kurtuluş olacaktı ve bunun için de sosyalist insanın yaşam pratikleri daha başka özellikler taşıyacaktı. Ancak Sovyet kadrolar Lenin’in büyük mücadele verdiği bürokrasiye karşı yenik düştüler, kendi dünyaları içerisinde sosyalist idealleri arka plana atarak ya olmayacak meseleler üzerinde durdular ya da zaten değişen koşulları algılamaktan uzak kaldılar. Gorbaçov böyle bir düşünüşün ürünü olarak McDonald’s ile birlikte “Elveda Lenin” diyebildi.

Sovyetler’de McDonald’s açılması böylece ihanete uğrayan devrimin en büyük sembolü olarak görüldü. 1990 yılında 2,5 milyar dolar ile Sovyet coğrafyasına giren McDonald’s ise bugün 800’ü aşkın şubeye sahip ve yıllık geliri 6,5 milyar dolar.

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu