Nasyonal sosyalizm ideolojisinde, “sosyalizm” kavramının ne anlama geldiği ve neden bu ismin tercih edildiği, tarihçiler ve politik analistler arasında sıkça tartışılan bir konu olmuştur. Birçok uzman, bu ismin, dönemin sosyalizm anlayışının popülerliğinden ve işçi sınıfına hitap etme amacından kaynaklandığını savunmaktadır. Nazilerin, alt sınıfları partiye kazandırmak amacıyla bu ismi ideolojilerine entegre ettikleri düşünülmektedir.
Adolf Hitler, konuya dair yapılan eleştirilere verdiği bir yanıtta, nasyonal sosyalizmin ismiyle ilgili olarak şunları söylemiştir: “Amacımız onlara benzeyerek oy kazanmaksa kendimize nasyonal komünist derdik ya da özgürlük partisi derdik.” Bu açıklama, Nazi Partisi’nin ideolojisinin sosyalizmle bir bağlantısı olmadığına dair bir açıklama olarak kabul edilmektedir.
Sosyalizm, Ulusal Bir İdeoloji Olarak Tanımlandı
1923 yılında Hitler, nasyonal sosyalizmin sosyalizm anlayışını daha ayrıntılı bir şekilde açıklamıştır: “Kendimize özgürlük partisi diyebilirdik. Kendimize nasyonal sosyalist demeyi seçtik. Biz enternasyonalist değiliz. Sosyalizmimiz ulusaldır. Üretici sınıfların adil taleplerinin devlet tarafından ırksal dayanışma temelinde yerine getirilmesini talep ediyoruz. Bizim için devlet ve ırk birdir.” Bu açıklama, nasyonal sosyalizmin sosyalizm anlayışının, ulusal bir kimlik ve ırksal dayanışma etrafında şekillendiğini ortaya koymaktadır.
Parti İsmi ve Tarihi Gelişim
1919’da Anton Drexler tarafından kurulan Alman İşçi Partisi’ne katılan Adolf Hitler, kısa süre içinde fikirlerini parti içinde yayarak etkili bir pozisyon kazandı. İlk başta, partinin isminin sosyalizmle ilişkilendirilmemesi gerektiğini savunan Hitler, “Sosyal Devrimci Parti” ismini önerdi. Ancak, dönemin koşullarına ve geniş halk kesimlerine hitap edebilmek için, Rudolf Jung’in etkisiyle partinin ismi, o dönemde Avusturya’da faaliyet gösteren Deutsche Nationalsozialistische Arbeiterpartei’den ilham alınarak “Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi” olarak değiştirildi.
Kapitalizme Karşı Duruş ve Ekonomik Uygulamalar
1920’lerde, Naziler kapitalizmi Alman ırkına zarar veren bir sistem olarak tanımladılar ve bu sistemin Yahudilikle ilişkilendirildiğini savundular. Aynı dönemde, Marksizm ve komünizm karşıtlığı öne çıktı. Nasyonal sosyalizmin önemli entelektüel isimlerinden Oswald Spengler, Marksizm’i “işçi sınıfının kapitalizmi” olarak tanımlayarak, Marksistleri gerçek anti-kapitalistler olarak görmeyen bir görüşü dile getirdi.
Ancak, Nazi Partisi iktidara geldiğinde Almanya’da ekonomide sosyalist bir program uygulamadılar. Özel mülkiyet kısıtlamalarına karşı çıkan ve sosyal devrim söylemleri yapan Strasserist fraksiyon, parti içinde tasfiye edildi. Nazi hükümeti döneminde, üretim araçları özel mülk olarak kaldı, ancak bu araçlar, devletin istekleri doğrultusunda kontrol edilmeye çalışıldı.
Alman sanayi devi Fritz Thyssen, 1935 sonrasında nasyonal sosyalistlerle ters düştü ve savaşın ilerleyen yıllarında toplama kampına gönderildi. Bu durum, Nazi iktidarının ekonomik sosyalizmden uzak bir yaklaşım benimsediğini ve kapitalist sistemle belli bir uyum içinde hareket ettiğini gösteriyor.
Hitler’in Sosyalizm Tanımı: “Komünizm ve Marksizm Değil”
1930’da siyasi rakipleriyle girdiği bir tartışmada Hitler, “Ben bir sosyalistim ve zengin arkadaşınız Reventlow’dan çok farklı bir sosyalistim. Bir zamanlar sıradan bir işçiydim… Ama sizin sosyalizminiz Marksizm’den başka bir şey değil.” şeklinde konuştu. Hitler, sosyalizm sözcüğünü özellikle anti-liberal ve anti-bireyci bir anlamda kullanıyordu. Ayrıca, Marksizm ve komünizmi sosyalizm ile karıştıranlara karşı sert bir duruş sergileyerek, bu ideolojilerin sosyalizmle ilgisi olmadığını savundu.
Sosyalizm ve Irksal Dayanışma
Hitler’in sosyalizm anlayışında, ortak refah ve ırksal dayanışma önemli bir yer tutuyordu. Sosyalizmi, Alman atalarının geliştirdiği bir kurum olarak tanımlayan Hitler, Marksizm’in sosyalizmle bağlantısının kesildiğini iddia etti. Hitler, “Sosyalizm, eski bir Aryan Germen kurumudur. Alman atalarımızın belli ortak toprakları vardı. Ortak refah fikrini geliştirdiler. Marksizmin kendisini sosyalizm olarak kılık değiştirtmeye hakkı yoktur” diyerek sosyalizmin, özel mülkiyeti reddetmeyen, ırkçı ve vatansever bir ideoloji olduğunu savundu. (?)
Sosyalizm, Mülkiyet ve Kapitalizm Eleştirisi
Hitler, özel mülkiyete karşı olmadığını ve millî sermayenin yok edilmesinin ülkeye, ırka ve işçiye zarar vereceğini belirterek, sosyalizmin halkın refahını arttırmayı hedefleyen bir sistem olduğunu vurguladı. Ona göre, işçi sınıfının refahını sağlamak, tüm Almanları refah içinde birleştirmek sosyalizmin asli amacıdır. Ancak, komünizmin millî sermayeyi yok etmeyi amaçlaması, Hitler’e göre “Yahudice bir yöntem” olarak nitelendiriliyordu.
Hitler’in, serbest piyasa ekonomisinden nefret etmesinin sebepleri arasında, kapitalizmin ırkları ve kültürleri birbirine yakınlaştırdığı ve savaş propagandasının etkisini azalttığı görüşü yer almaktadır. O, Almanya’da Yahudi sermayesinin ve kapitalizmin etkisini ortadan kaldırmayı hedeflemişti.
Sosyalist İzlerin Silinmesi ve Parti İçi Temizlik
Nazi Partisi’nin iktidara gelmesinin ardından Hitler, özellikle Marksistleşmekle suçladığı parti içi sosyalist eğilimleri ortadan kaldırdı. 1933’te Başkan Hindenburg tarafından şansölye olarak atandıktan sonra, komünist ve sosyalist partileri yasakladı ve önemli üyelerini tutuklattı. 1934’teki “Uzun Bıçaklar Gecesi” sırasında, Nazi Partisi’ndeki son sosyalist figürlerden biri olan Gregor Strasser öldürülerek, parti içindeki sosyalist izler silinmiş oldu.
Hitler’in Düşmanları: Kapitalizm ve Bolşevizm
Hitler, savaşın sonlarına doğru yaptığı konuşmalarda, Almanya’nın varlığını tehdit eden en büyük düşmanlarının “sömürücü kapitalizm” ve “yıkıcı Bolşevizm” olduğunu ifade etti. 24 Şubat 1945’teki son halka açık konuşmasında, Müttefikler’i kastederek, “Bugün tüm dünyayı boğmakla tehdit eden sömürücü kapitalizm ile yıkıcı Bolşevizm arasındaki insanlık dışı ittifak, aynı zamanda ulusumuzun varlığını korumak için 24 Şubat 1920’de meydan okuduğumuz düşmandır” dedi.
Hitler’in sosyalizm anlayışı, Marksizm ve komünizmle temelden farklıydı ve onun için sosyalizm, halkın refahını sağlamayı amaçlayan, özel mülkiyete dokunmayan, millî bir ideolojiydi. Ancak, bu ideoloji iktidara geldiklerinde sosyalist bir ekonomik model yerine, daha çok devletin denetiminde bir kapitalizm uygulamasıyla şekillendi.
Sözün Özü
Hitler, görüleceği gibi sosyalist tanımını birkaç defa ifade etmiş olsa da aslında bunu sadece kendi anlam verdiği bir sözcük olarak seçiyor. Yani Hitler, sosyalist değildi çünkü faşist ideoloji sosyalizm ile bağdaşmaz, sosyalist ve komünist ideoloji tüm insanlığı din, dil, ırk, sınıf ayrımı olmadan kucaklarken faşizm, Hitler örneğinde olduğu gibi bir ırkı öne çıkarır. Haliyle Hitler’in “sosyalist” tanımlamasında da her şeyde olduğu gibi kafasının karışık olduğu görülebilir. Son günlerin furyası olan sözün sahibi faşist AfD Eşbaşkanı Weidel’in ifadesi ise yine aynı kafa karışıklığını ve bilgisizliğini içeriyor.