Victor Hugo’nun “Navarin” şiiri, 1827’de gerçekleşen Navarino Deniz Savaşı’nı ve bu savaşın ardından Yunanistan’ın özgürleşme sürecini konu alıyor. Şiirde, Osmanlı/Türk deniz gücüne karşı verilen bu savaş, Avrupa’nın Yunanistan’ın bağımsızlığına olan desteğini ve bu desteğin sonuçlarını gözler önüne seriyor. Hugo’nun şiiri, dönemin Avrupa’sındaki filhelenist düşünceye ve Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik olumsuz imgeleme bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Şiirde, Navarino Savaşı’nın sonuçları olarak Yunanistan’ın özgürleşmesi ve Avrupa’nın bu özgürlüğe katkısı vurgulanıyor. “Yarımay yenilmiş, Hellas’ın öcü alınmıştır” dizesi, savaşın Osmanlı deniz gücüne karşı elde edilen zaferi ve Hellas’ın kurtuluşunu sembolize ediyor. Yunan komutan Kanaris’in “gemiler ve adamlarıyla birlikte Kapudan Paşa’yı” alt etmesi, Hellas’ın zaferinin bir göstergesi olarak sunuluyor. Avrupa’nın bu zaferi, “zalimliği, diyesi, Türk egemenliğini param parça etmiştir” ifadesiyle tanımlanıyor.
Hugo’nun şiirindeki Osmanlı İmparatorluğu tasviri, Ortaçağ Avrupa’sında yaygın olan barbar Türk imgesini yansıtıyor. Şiirde, “Afrikalı barbarların ve Türklerin çığlıkları kurumaktadır” ifadesiyle, Osmanlı ordusunun yenilgisi ve çöküşü anlatılıyor. Bu anlatımlar, Hugo’nun Avrupa-merkezcilik düşüncesini ve Asya’yı Avrupa’dan farklı, barbar ve geri zanneden yaklaşımını ortaya koyuyor. Şiirde, Hellas’ın özgürleşmesi için Fransa’nın savaşa katılması gerektiği vurgulanıyor ve Hellas’ın Fransa’ya güvenmesi gerektiği belirtiliyor.
Hugo’nun şiirindeki imge ve semboller, filhelenist yaklaşımının önemli bir örneği. “Cellât diye nitelendirilen Osmanlı egemenleridir; bunların erkini kıran da Avrupa” dizesi, Osmanlı İmparatorluğu’nu zalim ve baskıcı bir güç olarak tasvir ediyor ve Avrupa’nın bu baskıya karşı koyarak Hellas’ı kurtarmasını vurguluyor. Byron ve Homer’in Yunan başkaldırısına olan bağlılığı, Hugo’nun filhelenist düşüncesini destekleyen bir diğer unsur olarak sunuluyor. Şiirde, Hellas’ın sadece bir toprak parçası değil, aynı zamanda şairlerin ve yazarların ülkesi olarak tanımlanması, bu ülkenin kültürel önemini vurguluyor. Son olarak, şiirde, Afrikalı siyah ırka yönelik aşağılayıcı ifadeler yer alıyor ve bu durum, dönemin sömürgeci yapısını ve ırk ayrımcılığını gözler önüne seriyor.
