Hükümet, krizin sona erdiği izlenimini vermeye çalışsa da, başörtüsü yasaklarına karşı devam eden direniş, hala önemli bir sorun olarak gündemde. Çok sayıda kadın, ağır bedeller ödemelerine rağmen sokaklarda devletin onaylamadığı giysilerle dolaşmayı sürdürüyor.
Başörtüsünü reddeden kadınlar, devletin yasalarına karşı açıkça meydan okurken, İran’da yargıçlar da alışılmadık ve ideolojik motivasyonlu cezalar vermeye devam ediyor. Bu cezalar, çoğu zaman geleneksel yöntemlerin yanı sıra, sembolik anlam taşıyan ve toplumsal baskıyı artıran farklı cezalarla harmanlanıyor.
Taraneh Alidoosti ve Diğer Tanınmış İsimler Hedefte
İran’ın en sevilen oyuncularından Taraneh Alidoosti, Mahsa Amini’nin ölümünden sonra başlayan Kadın, Yaşam, Özgürlük hareketinin açık destekçilerinden biri olarak dikkat çekiyor. Başörtüsünü reddeden Alidoosti, hükümetin tepkisini çekti. Alidoosti’ye ve diğer ünlü isimlere uygulanan cezaların boyutu ise tahmin edilenden çok daha büyük oldu.
Alidoosti, Keşm Adası’ndan kalkan bir iç hat uçuşuna binmesinin engellenmesinin ardından, avukatı aracılığıyla seyahat ve mali işlem yapma yasağı getirildiğini açıkladı. Daha önce ülke dışına çıkması yasaklanan Alidoosti, İran hükümetinin karşısında durmaya devam ediyor. Bu cezalar, İran hükümetinin, muhalefeti susturmak ve etkili sesleri kontrol altına almak amacı güttüğünü gösteriyor. Ancak bu cezalar, başörtüsü yasalarına karşı büyüyen direnişi engellemeye yönelik başarısız bir strateji gibi görünüyor.
Sosyal Medya Yasağı ve Psikolojik Tedavi Şartı
Kadın, Yaşam, Özgürlük hareketiyle dayanışma gösteren tanınmış isimlerden bazılarına da benzer cezalar verildi. Ünlü oyuncu Azadeh Samadi’ye, altı ay süreyle sosyal medya yasağı getirildi ve “anti-sosyal kişilik bozukluğu” tanısı konarak psikolojik tedavi görmesi şartı koyuldu. Samadi, tedaviye ilişkin rapor almak zorunda kaldı.
Bir diğer oyuncu Afsaneh Bayegan de benzer bir cezayla karşılaştı. Sosyal medya yasağının yanı sıra, Bayegan’a terapi görme zorunluluğu da getirildi. Bu cezalar, İran’da hukuk ve adalet anlayışına dair ciddi sorgulamalara yol açtı.
Film Yapımcılarına Yönelik Sıkı Denetim
Leyla’nın Kardeşleri adlı filmiyle tanınan yönetmen Saeed Roustaee de hükümetin cezalarından nasibini aldı. Roustaee’ye, film yapımında bireylerle ilişki kurmasının yasaklandığı bir ceza verildi. Ayrıca, devletin düzenlediği “ahlaki film yapımı” kursuna katılması talimatı da verildi. Roustaee’ye, Cannes Film Festivali’nde gösterilen Leyla’nın Kardeşleri filmi gerekçe gösterilerek “rejime karşı propaganda” suçlaması yöneltildi ve altı ay hapis cezası verildi.
Bu tür cezalar, profesyonel izolasyon yaratmayı ve diğer film yapımcılarını, hassas konuları ele almaktan caydırmayı amaçlıyor.
Foto Muhabirine Verilen Olağanüstü Cezalar
İran’da çalışan foto muhabiri Yalda Moayeri de benzer şekilde ağır cezalarla karşılaştı. Moayeri’ye, altı yıl hapis cezası ve başörtüsü yanlısı bir din adamıyla ilgili 100 sayfalık bir araştırma yapma, sosyal medya kullanımını yasaklama ve kadınlara ait bir parkta temizlik yapma gibi alışılmadık cezalar verildi.
Şarkıcı Shervin Hajipour’a Ceza
Geçtiğimiz yıl Baraye şarkısıyla sosyal değişim için Grammy kazanan İranlı şarkıcı Shervin Hajipour, Mahsa Amini hareketinin marşı haline gelen bu şarkıyı söylediği için cezalandırıldı. Hapis ve seyahat yasağının yanı sıra, Hajipour’a önemli din adamları tarafından yazılmış iki kitabı okuma ve özetleme cezası verildi. Ancak, bu karara karşı gösterilen geniş tepki nedeniyle cezalar geri alındı.
Hükümetten Tepkiler ve Eleştiriler
İran yargı sistemi, son dönemde verdiği olağandışı cezalarla dikkat çekiyor. Hükümet, bu cezaların “caydırıcı” olması gerektiğini savunsa da, verilen cezaların çoğu ters etki yaratıyor ve uluslararası toplumda tepkiye yol açıyor. İran yargı başkanı Gholamhossein Mohseni Ejei, cezalara yönelik eleştirileri reddederek, bunların “caydırıcı” ve “ters etki yaratmaması gerektiği” yönünde açıklamalarda bulundu.
Kapalı Duruşmalar ve Kamuya Açık Cezalar
İran yargı sisteminde, sıradan suçlara ilişkin davalar genellikle açıkça görülürken, siyasi suçlar hala kapalı kapılar ardında işleniyor. Aktivistler, gazeteciler ve sanatçılar, çoğunlukla mahkeme kararları olmadan sosyal ve profesyonel kısıtlamalarla karşı karşıya kalıyor. Bazı durumlarda ise, yasaklı olduklarını öğrenmeleri, onları seyahate çıkmaya çalıştıklarında oluyor.
(Haber Merkezi)