Long Play Müzik Filmleri Festivali, ilk kez gerçekleşen ve müzik ile sinemanın anlatım gücünü bir araya getiren özel bir etkinlik oldu. Biletinial Torun Center Sinemaları’nda 5-7 Aralık tarihleri arasında düzenlenen festival, belgesel yarışması, özel gösterimler, söyleşiler ve atölyeler gibi çeşitli programlarla izleyicilere farklı deneyimler sundu. Festivalin temel amacı, müziğin sinema aracılığıyla nasıl bir anlatı formuna dönüştüğünü keşfetmek ve bu iki sanat dalının ortak noktalarını vurgulamaktı.
Festivalin programı, Türkiye ve dünya genelinden müzik temalı belgeselleri bir araya getirerek müziğin kültürel mirası, kimlik, dayanışma ve ortak duygular üzerindeki etkisini derinlemesine inceledi. Gösterimlerin ardından düzenlenen söyleşiler ve buluşmalar, film ekipleriyle izleyiciler arasında doğrudan bir iletişim kurma fırsatı yarattı. Bu etkileşimli ortam, üretim süreçleri hakkında samimi ve canlı diyalogların ortaya çıkmasına katkıda bulundu.
Belgesel film yarışması, jüri tarafından değerlendirilerek “Bir Orkestranın İzinde” filmine En İyi Belgesel Ödülü verildi. Yarışmada ayrıca “Bakırköy Underground” filmiyle Berkay Şatır, Film Özel Ödülü’ne layık görüldü. Festivalin açılışı, Nezih Ünen’in “Anadolu’nun Kayıp Şarkıları” belgeseliyle yapıldı ve Ünen, filmin Anadolu’nun zengin müzikal mirasını yansıtma amacını anlattı. “Neredesin Firuze” filminin 20. yılına özel gösterim, büyük bir ilgi gördü ve yönetmen Ezel Akay, filmin müzik seçimlerindeki özgün yaklaşımını paylaştı.
Festivalin son gününde ise Fatih Akın’ın “İstanbul Hatırası: Köprüyü Geçmek” belgeseli ve Baba Zula grubunun müzikal yolculuğu, izleyicilerle paylaşıldı. Son olarak, Damien Chazelle’in “Whiplash” filminin gösterimi ve ardından Türk rock müziğinin önemli davulcuları Burak Gürpınar, Gökhan Tunçişler ve Yağız İpek, sahne alarak disiplin, tutku ve müzikal bedensellik gibi konularda tartışma ortamı yarattı.
Festival Direktörü Gökçe Kaan Demirkıran, Long Play’in ortaya çıkış amacını, müziği yalnızca dinlenmekle kalmayıp, üzerine düşünülerek, konuşulur ve paylaşılacak bir alan olarak görmeyi hedeflediğini belirtti. Festival, müzik ve sinema arasındaki bu etkileşimi destekleyerek, İstanbul’un kültür-sanat sahnesine yeni bir boyut kazandırdı ve benzer etkinliklerin gelecekte de sürdürülmesinin önemini vurguladı.
