Melek Zeynep Bulut’un “Açık Anıtlar” serisi, the Design Museum’un avlusunda 1 Aralık’ta açılan ve büyük ilgi gören bir sanat etkinliğidir. Bu sergi, kamusal alanın yeniden düşünülmesine yönelik bir davet niteliği taşırken, ziyaretçilerle sürekli etkileşim halinde olan dinamik bir deneyim sunmaktadır. Seride, anıtsal formlar, hafıza nesneleri ve kült kavramları bir araya getirilerek, sanat ve tasarım arasındaki sınırın incelenmesi hedeflenmektedir.
Sergi, sanatçı Melek Zeynep’in daha önce uluslararası ödüllerle takdir gören beş serisini temel alıyor. “Açık Anıtlar” bu kez Design Museum’un avlusunu, birer deneyim alanına dönüştürerek, şehir belleğiyle etkileşimi teşvik ediyor. Ziyaretçiler, şehrin geçmişiyle bağlantı kurma ve kolektif hafızayı yeniden düşünme fırsatı buluyorlar.
Sergide yer alan eserler, soyut ve somut öğelerin bir sentezi olarak karşımıza çıkıyor. “Rammed earth” tekniğiyle tamamen topraktan üretilen bu yapılar, hem doğallığı hem de güncel tasarım anlayışını birleştiriyor. Katman katman sıkıştırılan toprak, zamanın ve kolektif hafızanın izlerini taşıyan bir dokuya sahipken, ziyaretçiye yavaşlamayı ve kendi varlığıyla daha derin bir bağ kurmayı teşvik ediyor. Eserler, şehir içinde soyut “oyuncular” olarak hareket ederek, ziyaretçinin dahil olduğu bir “ütopik şehir” sahnesini canlandırıyor.
Melek Zeynep Bulut, çalışmalarında mekân, deneysel mimarlık, algısal kurgu ve görsel sanatları bir araya getiriyor. Maddenin çok katmanlı yapısını, insan duyularını ve hareketleri performe etmeyi amaçlıyor. Bu yaklaşım, varoluşun ve öznelliğin mekân tarafından nasıl şekillendiğini araştırıyor. Sanatçı, deneysel mimarlık, heykel, yerleştirme, fotoğraf, performans, resim ve video sanatları arasında çok dilli bir üretim tekniğini benimserken, eserleri mekân ve algı arasında köprüler kurarak insan deneyimini şekillendiren olasılıklar üzerine düşünmeye davet ediyor.
“Açık Anıtlar” sergisi, 2025 Londra Tasarım Festivali’nin Landmark Projeleri arasında yer alarak, sanatçının uluslararası sahnedeki önemini daha da pekiştiriyor. Sergi, Design Museum’un kamuyu, yaratıcı endüstrileri ve eğitim dünyasını bir araya getiren bir kültür merkezi kimliğine uygun olarak, tasarımın toplumsal etkisini görünür kılmayı amaçlıyor. Design Museum, 1989 yılında kurulan ve Birleşik Krallık’ta tasarım endüstrisi, eğitim ve toplumun buluştuğu öncü bir kurum olarak, milyonlarca ziyaretçiyi ağırlamış ve Avrupa Yılın Müzesi ödülünü kazanarak uluslararası alanda saygınlığını artırmıştır.
