Sincan İstasyonu dergisi, 18 yıllık yayın hayatına veda ettiğini duyurdu. “Yolcusu şiir olan istasyon” sloganıyla tanınan dergi, Abdülkadir Budak’ın “Veda vakti” notu eşliğinde kapanış kararını okurlarıyla paylaştı. Kuruluşundan itibaren şiiri odağına alan, öykü, deneme ve söyleşilere de sayfalarında yer veren Sincan İstasyonu, genç yeteneklerle usta şair ve yazarları aynı platformda buluşturmayı başardı. Yıllar içerisinde sadece bir dergi olmanın ötesine geçerek, şiirseverlerin zihninde adeta bir durak noktası haline geldi; yeni dosyalarla gelen trenler, yeni imzalarla ayrıldı.
Abdülkadir Budak, bu edebi istasyonun hem yöneticisi hem de adeta ruhuydu. Derginin sayfalarında, Budak’ın editörlük yeteneği, şair duyarlılığıyla harmanlandı. Her sayıda titiz bir estetik anlayışı, özenli bir dil kullanımı ve ortaklık kültürü yeniden inşa edildi. Budak’ın ismi, sadece bir imza olmanın ötesinde, şiire yönelik bir dayanışma çağrısı olarak derginin sayfalarına kazındı.
Derginin 140. sayısı, bu uzun soluklu yolculuğun bir hatıra defteri niteliğinde. Şiir, yazı, öykü ve söyleşi bölümlerinden oluşan bu son sayı, sayısız önemli ismin katkılarıyla zenginleşti ve derginin birikimini gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyor.
Sincan İstasyonu raylardan çekilirken, ardında 18 yılın birikimini, şiire adanmış geniş bir bekleme salonunun yankısını ve Abdülkadir Budak’ın titizlikle oluşturduğu editoryal mirası bırakıyor. Artık bu istasyona ulaşan her okur, raflardaki 140 sayıdan oluşan arşivi açtığında aynı çağrıyı duyacak: “Şiir, her zaman yolculuğa değer.”
