2025 yılına girerken, her sene olduğu gibi, hem dünya genelinde hem de Türkiye’de “yılın kelimesi” tartışmaları başladı. Bu seçimler, sadece bir sözcüğü değil, aynı zamanda geçtiğimiz senenin genel atmosferini yansıtıyor ve dijital dünyadan toplumsal değişimlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Bu seneki küresel seçimde Oxford University Press’in tercihi dikkat çekerken, Türkiye’de ise Türk Dil Kurumu’nun (TDK) yürüttüğü süreç merakla bekleniyor.
Oxford University Press, 2025’in yılın kelimesi olarak “rage bait” ifadesini belirledi. “Öfke tuzağı” olarak da çevirebileceğimiz bu kavram, özellikle sosyal medyada kasıtlı olarak provoke eden, kışkırtıcı ve sert tepkiler almaya yönelik oluşturulan içerikleri tanımlıyor. Algoritmaların etkileşimi ön planda tuttuğu platformlarda, öfke uyandıran paylaşımların daha fazla görünür olması, “rage bait” kavramını yıl boyunca gündemde tuttu. Oxford’a göre bu ifade, 2025’te dijital iletişimin geldiği noktayı en iyi şekilde ifade eden kelimelerden biri olarak öne çıkıyor.
Oxford, yılın kelimesini seçerken sadece editörlerin kararlarına dayanmıyor. Milyarlarca kelimelik dijital metin verisini analiz ederek kelimelerin kullanım sıklığını, yıllık artış oranlarını ve bulundukları bağlamları inceliyor. Son aşamada ise kelimenin, o yıl yaşanan toplumsal, kültürel ve teknolojik değişimleri ne kadar yansıttığına bakılıyor. Bu nedenle Oxford’un “Yılın Kelimesi”, genellikle sadece dilbilimsel bir seçim olmanın ötesine geçerek zamanın ruhunu gösteren bir sembol olarak kabul ediliyor.
Geçmiş yıllarda Oxford’un yaptığı seçimler, dünya gündemiyle dil arasındaki ilişkiyi net bir şekilde gösteriyor. Örneğin, 2020’de pandemi nedeniyle “pandemic”, 2021’de aşı tartışmalarının yaşandığı dönemde “vax”, 2022’de pandemi sonrası yaşam tarzını anlatan “goblin mode”, 2023’te gençlik kültürüne ait “rizz” ve 2024’te ise dijital yorgunluğu ifade eden “brain rot” kelimeleri seçilmişti. 2025’te ise bu listeye “rage bait” eklendi.
Türkiye’de “Yılın Kelimesi/Kavramı” seçimi, Türk Dil Kurumu tarafından halkın katılımıyla gerçekleştiriliyor. Süreç, Oxford’dan farklı olarak sadece kurumsal bir değerlendirmeye değil, doğrudan toplumun katılımına dayanıyor. İlk olarak vatandaşlardan kelime ve kavram önerileri alınıyor, daha sonra TDK bünyesindeki bir değerlendirme kurulu bu öneriler arasından bir aday listesi oluşturuyor. Son aşamada ise bu adaylar halk oylamasına sunuluyor ve en çok oy alan kelime veya kavram yılın kelimesi olarak ilan ediliyor.
Türk Dil Kurumu, bu sürecin amacını sadece “bir kelime seçmek” olarak görmüyor. TDK’ye göre yılın kelimesi, toplumun o yıl yaşadığı duyguları, tartışmaları ve yönelimleri yansıtan ortak bir sembol olmalı. Aynı zamanda Türkçenin ifade gücünü vurgulamak ve dil bilincini artırmak da bu çalışmanın temel amaçları arasında yer alıyor. TDK, bu seçimi her yıl düzenli olarak yapmayı ve gelenekselleştirmeyi hedefliyor.
Türkiye’de ilk “Yılın Kelimesi/Kavramı” seçimi 2024’te yapılmıştı. Halk oylamasında “yapay zekâ”, “algoritma”, “dijital yorgunluk” gibi birçok aday yer almıştı. Oylama sonucunda “kalabalık yalnızlık” kavramı yılın kelimesi/kavramı olarak belirlenmişti. TDK, bu seçimi modern yaşamda sosyal medya ve şehir hayatı içinde artan yalnızlık hissiyle ilişkilendirerek değerlendirmişti.
2025 “Yılın Kelimesi/Kavramı” için öneri toplama süreci Kasım sonunda başlayıp Aralık başında sona erdi. Öneriler toplandıktan sonra değerlendirme ve halk oylaması aşamasına geçilecek. Sonucun, yıl bitmeden Aralık ayı içinde açıklanması bekleniyor. Bu seçimle birlikte 2025’in Türkiye’de hangi duygu, tartışma ya da kavramla hatırlanacağı da belli olacak.
Oxford’un “rage bait” tercihi, küresel ölçekte dijital öfke ve dikkat ekonomisine işaret ederken, Türkiye’de seçilecek kelime veya kavram, ülkenin kendi toplumsal gündemini yansıtacak. Bu iki yaklaşım birlikte değerlendirildiğinde, yılın kelimeleri sadece dilin değil, aynı zamanda yaşanan çağın da kısa bir özeti gibi olacak.
