Yazar: Edebi Bülten

Güncel edebiyat haberleri, kitap incelemeleri ve kültür sanat paylaşımları sunuyoruz.

Can Orhun’un “Belki Birimiz” adlı yeni romanı, Oğlak Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu. Roman, kitaplarla örülü iki farklı hayatın beklenmedik kesişimlerini konu alıyor. Tanıtım metninde, İtalyan konsolosunun konutunun yanındaki dar sokakta geçen bir sahne betimleniyor. Burada, bir adam binanın bahçesindeki ıhlamur ağacının dökülen yapraklarını inceliyor. Bastonunu kullanarak yaprakları tek tek çeviriyor, kuruyan yapraklar arasında seçim yapıyor ve iki tanesini yan yana getiriyor. Dikkatlice eğilerek bu yaprakları yerden alıyor, üzerlerindeki tozu siliyor ve pardösüsünün cebine yerleştiriyor. Bu sahne, romanın atmosferine dair bir ipucu sunuyor. Kitap, okumadan bir hayatın nasıl yaşanabileceği veya kitaplara gömülmeden hayatın nasıl sürdürülebileceği sorularını irdeliyor. Yolun başında olan genç…

Devamı

Mehmet Mahsum Oral’ın yeni romanı “Gecenin Örtüsünde Güneş Lekesi”, okurlarıyla buluştu. Roman, bir anlatıcının gözünden büyük bir şehirde geçen bir geceyi ve bu geceye dair gözlemlerini aktarıyor. Tanıtım metninde, romanın atmosferi şu sözlerle betimleniyor: “Yürümeye karar veriyorum, burası oldukça büyük bir şehir.” Roman, yaz ortasında bir kasabada uyanılmış ve bir türlü geçmek bilmeyen bir pazar gününden çok daha uzun süren İstanbul gecesini konu alıyor. Milyonlarca insan tarafından örülen bu gece örtüsünde, güneşin doğduğu topraklardan gelen bir anlatıcı sokaklarda dolaşarak etrafına bakınıyor. Bu anlatıcı, gece örtüsünün üzerindeki bir güneş lekesi gibi şehre yabancı ve farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Metnin türünün…

Devamı

Sabahattin Ali’nin önemli eserlerinden biri olan İçimizdeki Şeytan, Elips Kitap tarafından okuyucuyla buluştu. Roman, yayımlandığı dönemde büyük ses getirmiş ve çeşitli siyasi tartışmalara neden olmuştu. Kitabın tanıtım metninde yer alan şu ifadeler, romanın temel temasını yansıtıyor: “İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimî bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum; müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum.” Bu alıntı, romanın karakterlerinin iç dünyalarındaki çatışmaları ve sorumluluktan kaçma eğilimlerini vurguluyor. İnsanların…

Devamı

Guadalupe Nettel’in “Kıştan Sonra” adlı romanı, Banu Karakaş’ın çevirisiyle Livera Yayınları tarafından okurlara sunuldu. Roman, en uzun kışların ardından gelen baharların, sadece kısa süreli tesellilerden ibaret olup olmadığı sorusunu merkeze alıyor. New York’ta yaşayan Küba kökenli editör Claudio, yaşamını düzen, kontrol ve mesafeyle örerek duygusal karmaşadan kaçınmaktadır. Duygular, onun için en büyük korku kaynağıdır. Diğer tarafta ise Paris’te okumak için bulunan Cecilia, bir mezarlığın yakınındaki küçük dairesinde kitaplar ve hayal kırıklıklarıyla dolu, içe dönük bir yaşam sürmektedir. İki yabancının yolları, belirsiz ilişkiler ağında kesişir. Bu karşılaşma, her ikisi için de sarsıcı bir deneyime dönüşür. Ancak Nettel, bu buluşmadan romantik bir…

Devamı

Aykut Yılmaz’ın “On Üzerinden Yedi” adlı eseri, okuyucuyla Mahlas Yayınları aracılığıyla buluşuyor. Roman, hayatın ne mutlak bir başarı ne de tam bir hezimet olduğunu, çoğu zaman “on üzerinden yedi” gibi bir ara noktada yaşandığını vurguluyor. Kitap, Buzul karakterinin yaşam öyküsünü merkeze alıyor. Buzul’un çocukluğunun şekillendirdiği kişiliği, arkadaşlıklarının derin izleri, ailesiyle kurduğu karmaşık ilişkiler ve iç sesinin hiç dinmeyen yankıları arasında geçen bir yolculuk anlatılıyor. Geçmişin gölgesi ve bugünün yükü karakter üzerinde çarpışırken, okuyucu kendini bazen bir kafede, bazen bir satranç karşılaşmasında, bazen de zihnin en tenha köşelerinde buluyor. Eser, gündelik hayatın sıradan detaylarının arasına ustaca gizlenmiş kırılma anlarını, ironik yaklaşımları…

Devamı

Elif Derviş’in yeni romanı “Uyuşma”, Bilgi Yayınevi etiketiyle okuyucuyla buluştu. Roman, sevdiklerini kaybetmenin acısıyla sarsılan balıkçı Valhaf’ın hikayesini anlatıyor. Valhaf, bu derin kayıpla başa çıkmak için doğduğu köyü terk ederek, içsel bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu yolculuk, onu farklı limanlara, kasabalara ve çeşitli insanlarla tanışmaya götürür. Ağır işlerin yorgunluğunda ve okuduğu kitapların satırlarında, kaybının ağırlığıyla yüzleşir. Daha sonra, dünyanın tam ortasında yer alan bir köprüden geçerek, yaralı ruhların şifa bulduğu “beyaz ev”e ulaşır. Bu evde zamanın akışı farklıdır ve Valhaf, kurduğu dostluklar ve edindiği yeni bakış açıları sayesinde ruhunda bir iyileşme hisseder. Ancak, bu evden ayrılmanın yolu, geldiği kapıdan…

Devamı

Melike Koçak’ın öykü kitabı “Çıplak Kalabiliriz”, İletişim Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, yazarın özgün anlatımıyla dikkat çekiyor. Kitabın tanıtımında yer alan ifadeler, okuyucuyu gizemli bir atmosfere davet ediyor: “Pencereler açık. Yapraklar hışırdıyor. Cırcır böcekleri hiç susmuyor. Duvarlarda ışık çisentileri. Burası neresi, bilmiyorum. Buraya nasıl geldiğimi de. Taş, toprak, ağaç. Fısıltılar. İnce, serin, sakin.” Koçak, öykülerinde bazen bir gölgeye, bazen de derin bir sessizliğe bürünüyor. Yazar, görünenin ve apaçık olanın ötesine geçerek, sezgilerin ve hissedilenlerin izini sürüyor. Öyküler, başlangıç ve son arasına sıkışmak yerine, boşluğun yarattığı belirsizlikte okuyucuyu serbest bırakıyor. Bu özelliğiyle öyküler, okuyucuyu metnin içine çekiyor ve sis perdesini aralamak…

Devamı

Laura Pérez ve Pablo Monforte’nin ortak çalışması olan “Kazazedeler” adlı grafik roman, Emre Yavuz’un çevirisiyle okuyucuyla buluşuyor. İspanyol yaratıcı ikilinin bu eseri, modern dünyanın yalnızlığını ve bireysel çatışmalarını ele alıyor. Pablo Monforte’nin metinlerini yazdığı ve Laura Pérez’in çizimlerini yaptığı “Kazazedeler”, iki genç karakter olan Alejandra ve Julio’nun yaşamlarına odaklanıyor. Roman, bu iki karakterin kesişen ancak farklı yönlere doğru ilerleyen hayatları üzerinden ilerliyor. “Kazazedeler”, görsel anlatımıyla sinematik bir atmosfer yaratıyor. Hikaye, 1980’lerin Madrid’inden başlayıp 1990’ların Barselona’sına uzanıyor ve şehir hayatının içinde kaybolmuş bireylerin sessiz çığlıklarını yansıtıyor. Laura Pérez’in zarif çizimleri ve Pablo Monforte’nin melankolik anlatımı bir araya gelerek büyüme sancılarını, aidiyet…

Devamı

John Fowles’un “Günce” adlı eserinin ikinci cildi, Ayrıntı Yayınları etiketiyle ve Süha Sertabiboğlu’nun çevirisiyle okuyucuyla buluştu. Bu yeni cilt, yazarın 1965 ile 1990 yılları arasındaki düşünce dünyasına ve yaşamına ışık tutuyor. Tanıtım metninde belirtildiği üzere, “Günce”, yazarın kendini sansürlemediği, dürüstlüğün ön planda olduğu bir alan sunuyor. Yıllar içindeki değişimlerin ve deneyimlerin izlerini taşıyan bu çalışma, yazarın düşüncelerini, eleştirilerini, seyahat notlarını ve iç hesaplaşmalarını bir araya getiriyor. Bir anlamda, bu günlük, hem yazarın mantıklı hem de mantıksız yanlarını yansıtan, farklı kimlikler arasında geçiş yapmasını sağlayan bir araç olarak tanımlanıyor. Fowles, her şeyi sorgulayan, merakını kaybetmeyen bir günlük yazarı olarak öne çıkıyor.…

Devamı

Tess Gerritsen’in “Yazlıkçılar” adlı romanı, Solina Silahlı’nın çevirisiyle Doğan Kitap tarafından okuyucuyla buluştu. Roman, okuyucuları sürükleyici bir maceraya davet ediyor. Hikaye, eski bir casus olan Maggie Bird’ün, geçmişte yaşadığı tehlikeli olayların ardından Purity kasabasında huzurlu bir emeklilik hayatı sürmesini konu alıyor. CIA’den eski dostlarıyla bir araya gelip sakin günlerin tadını çıkaran Maggie’nin yaşamı, kasabaya gelen yazlıkçılardan bir genç kızın kaybolmasıyla altüst olur. Genç kızın kaybolmasıyla birlikte Maggie’nin komşusu şüpheli duruma düşer. Arkadaşının masumiyetine inanan Maggie, olayı araştırmaya karar verir. Ancak kayıp kızı arama çalışmaları sırasında gölette bulunan bir iskelet, işleri daha da karmaşık hale getirir. Maggie ve arkadaşları, kendilerini uzun…

Devamı