Lumière kardeşler, Auguste ve Louis, çocukluklarında yaşadıkları bir olaydan sonra hayatları boyunca ayrılmamaya ve birlikte çalışmaya karar vermişlerdir. Mühendislik eğitimi alan bu iki kardeş, fotoğrafçı babalarının kuru fotoğraf filmi fabrikasında çalışmaya başlamışlardır. Onların arasındaki güçlü bağ, sinema tekniğinin keşfine öncülük etmiştir. 1890’larda, durağan fotoğraf karelerini hareketli görüntülere dönüştürme çabalarında, Thomas Edison gibi rakiplerini geride bırakmayı başarmışlardır. Bu başarı, 28 Aralık 1895’te halka açık ilk biletli film gösterimiyle, yedinci sanata, yani sinemaya yeni bir soluk getirmiştir. Bu önemli dönüm noktasında, Paris’in Boulevard des Capucines’indeki Grand Café’nin bir salonunu kiralayan kişi, salonu kira geliri yerine bilet satışından elde edeceği parayı alarak başarısız…
Yazar: Pelin Yılmaz
2025’te sinemaseverlerin beklentileri yüksek; ödül sezonlarının odağında yer alması beklenen, izleyicileri derinden etkilemeyi ve düşündürmeyi amaçlayan dramatik yapımlar kademeli olarak perdelerini açacak. Bu filmler, hem sıradan izleyici hem de sinema tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunmayı hedefliyor. Bu yıl, çeşitli yönetmenlerin ve yapımcıların katkılarıyla ortaya çıkan, geniş bir yelpazede dramatik eserler sinemada yer bulacak. Lynne Ramsay ve Paul Thomas Anderson gibi tanınmış isimlerin yeni filmleri, türün sınırlarını zorlayacak ve farklı bakış açılarını sunacak. Ayrıca, spor dünyasından ilham alan epik biyografiler de bu yılın öne çıkan yapımlarından olacak. Filmlerin sayısı ve çeşitliliği göz önüne alındığında, ödül sezonları için rekabetin oldukça yoğun…
yüzyılın en parlak yıldızlarından biri olan Brigitte Bardot, 91 yaşında vefat etti. Bu üzücü haberi, Brigitte Bardot Vakfı duyurdu. Ünlü oyuncu ve şarkıcı olarak dünya çapında tanınan Bardot, kariyerinin zirvesinde sinemayı bırakarak hayvan hakları savunuculuğuna odaklanmıştı. Bu beklenmedik dönüşüm, onun hayatındaki önemli bir dönüm noktası olarak tarihe geçti. 1934’te Paris’te doğan Bardot, genç yaşta baleye ilgi duymuş ve Paris Konservatuvarı’nda eğitim alma fırsatı yakalamıştı. Modellik kariyeriyle tanınmaya başlaması, kısa sürede onu sinema dünyasının dikkat kesildiği bir isim haline getirdi. 1950’lerin ortasında “Ve Tanrı Kadını Yarattı” filmiyle büyük bir başarı elde eden Bardot, o dönemde popüler kültürün en etkileyici simgelerinden biri…
Joachim Trier’in yönettiği “Manevi Değer” filmi, Cannes Film Festivali’nde büyük bir başarıyla jüri özel ödülü olan Gümüş Palmiye’yi kazanmış ve bu sayede Norveç’in Oscar adayı olduğunu duyurmuştur. Film, modern binaların arasında sıkışmış, kırmızı boyalı eski bir evin atmosferiyle başlar. Bu ev, Robert Zemeckis’in “Burada” filmindeki gibi, burjuva bir ailenin asırlık geçmişine sessizce tanıklık etmiştir. Nora ve Agnes, anneleri Sissel’in psikologluk seanslarına alt kattaki sobanın kapağını açarak kulak misafiri olmuş, aile içindeki karmaşık ilişkileri gözlemlemişlerdir. Filmin merkezinde, 20 yıldır Oslo’ya dönerek kızlarına baş sağlığı dilerken, geçmişin yükleriyle boğuşan Gustav karakteri yer alır. Kırmızı boyalı eski ev, Gustav’ın kızlarıyla yeniden yüzleştiği, dram…
Joachim Trier’in yönettiği “Manevi Değer” filmi, 74. Cannes Film Festivali’nde jüri özel ödülü olan Gümüş Palmiye’yi kazandı ve bu başarıyla birlikte Norveç, 2025 Oscar ödüllerine aday gösterildi. Film, modern şehir hayatının yoğunluğu içinde sıkışmış, uzun geçmişi barındıran, kırmızı boyalı eski bir evin üzerinden, burjuva bir ailenin yüzyıllık hikayesini gözlemleyen bir bakış açısıyla anlatılıyor. Bu ev, Robert Zemeckis’in “Burada” filmindeki gibi, aile içindeki karmaşık ilişkileri ve duygusal çatışmaları sessizce gözlemleyen bir figür olarak karşımıza çıkıyor. Hikaye, psikolog anneleri Sissel’in vefatından sonra, 20 yıldır Oslo’da yaşayan babaları Gustav’ın kızlarına ulaşmasıyla başlıyor. Kırmızı ev, bu yeniden bir araya gelme sürecinde, aile sırlarının ve…
Bihter Yasemin Adalı, Art On İstanbul’da “Haz ile Göklenir Dünya” adlı yeni sergisiyle izleyicileri yaşamın ve ölümün, bilinçdışının ve bilinçli dünyanın kesişim noktalarına davet ediyor. 7 Şubat’tan 7 Mart 2026 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak sergi, sanatçının eserlerinde sıkça işlediği eşik kavramını merkeze alıyor. Adalı, eserlerinde nesneleri zamanın içinde, dönüşümün eşiğinde yakalıyor; mektup zarflarını evlere, asma kilitleri lahitalara veya tapınaklara dönüştürerek, varoluşsal sorgulamalara zemin hazırlıyor. Sergide yer alan resimler, Bültenden’de belirtildiği gibi, Pinot Gallizio’nun üretim bantlarını anımsatan endüstriyel öğeler ve Niki de Saint Phalle’ın savaşın izlerini taşıyan vurulmuş tuvaller gibi, kişisel ve kolektif hafızanın somatik sızısını ortaya çıkarıyor. Sarkan avizelerden yükselen…
Türkiye’nin dört bir yanındaki müzik vitrinlerinde bu hafta, uzun zamandır beklenen ve çeşitli türlerde sanatçıların yeni çıkmış albümleri yerini alıyor. Özellikle pop, rock, arabesk, Anadolu müziği ve alternatif müzik alanlarından öne çıkan yapımlar, dinleyicilere geniş bir seçenek yelpazesi sunuyor. Bu hafta vitrinlerde dikkat çeken albümler arasında, uzun soluklu kariyerine yeni bir soluk getiren deneyimli pop sanatçısının, duygusal şarkılarla dolu kişisel albümü bulunuyor. Aynı zamanda, genç ve yükselen rock grubunun, enerjik melodileri ve güçlü sözleriyle dinleyenleri coşturan ilk albümü de büyük ilgi görüyor. Arabesk müziğin sevilen yorumcusunun, geleneksel arabesk öğelerini modern bir yaklaşımla harmanlayan albümü, dinleyicilerden büyük beğeni toplarken, Anadolu müziği…
Trabzon Film Festivali’nin üçüncü gününde, popüler bir televizyon dizisi olan “Taşacak Bu Deniz”in oyuncu ve senarist kadrosu, festival izleyicileriyle buluştu. Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen söyleşi, dizinin yaratıcı ekibinin ve oyuncularının Trabzon’daki deneyimlerini paylaşma fırsatı sunarken büyük ilgi gördü. TRT 1’de yayınlanan dizi, senaristleri Nehir Erdem ve Ayşe Ferda Eryılmaz ile başrol oyuncuları Deniz Baysal, Yeşim Ceren Bozoğlu, Onur Dilber, Hakan Salınmış, Gamze Süner Atay, Ali Kemal Yılmaz ve Erkan Yüce gibi isimlerden oluşuyordu. Söyleşide, dizinin gelişim süreci ve Trabzon’un hikayeye kattığı anlam üzerine samimi sohbetler yapıldı. Yeşim Ceren Bozoğlu, dizinin senaristlerine olan minnetini dile getirerek, onların yaratıcılığı sayesinde…
Kocaeli Şehir Tiyatroları, uluslararası alanda önemli bir başarıya imza atacak. Tiyatronun “Üç Jokerli Konken” adlı oyunu, Berlin Türk-Alman Tiyatro Festivali’nin 10. yıl dönümünde sahnelenecek. Bu festival, 4-21 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek ve Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın bu prestijli etkinliğe katılması, kurumun uluslararası arenadaki etkinliğini gözler önüne seriyor. “Üç Jokerli Konken” oyunu, dostluk, cesaret ve hayata tutunma gibi evrensel değerleri mizahi bir üslupla seyirciye sunacak. Oyunun sahneleneceği 14 Aralık Pazar günü, Berlin’de tiyatroseverlerle buluşacak. Festivalin, Türkiye ve Almanya arasında kültürel diyalogu destekleyen ve tiyatro alanında önemli bir platform oluşturduğu belirtiliyor. Büyükşehir Belediyesi’nin açıklamasına göre, Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın bu festivaldeki yerini alması, kurumun…
Netflix, 24 Nisan 2026 tarihinde dünya premieresine hazırlanacak olan “Apex” adlı yeni bir gerilim filmi için ilk tanıtım fragmanını yayınladı. Bu yapım, aksiyon ve gerilimi bir araya getiren, Avustralya’nın vahşi doğasında geçen bir hikaye sunuyor. Filmde, Oscar ödüllü Charlize Theron ve Altın Küre ödüllü Taron Egerton başrolleri paylaşırken, hikaye, yas tutan bir kadının, acılarını dindirmek için doğaya sığınmasını ve bu kaçışın, onu acımasız bir avcıyla ölümcül bir mücadeleye sürüklemesini konu alıyor. Fragman, Theron’un karakterinin, doğanın zorlu koşullarına karşı verdiği mücadeleleri gösteriyor. Aynı zamanda, Egerton’ın canlandırdığı antagonistin, Theron’a karşı geliştirdiği ölümcül oyunun ilk ipuçlarını veriyor. Film, New South Wales ve Blue…