Kitap, aşkın dört mevsimini yalın ve içten bir dille anlatırken, okuyucularına derin duygular ve anlamlı bir yolculuk sunuyor.
“Aşkımın Güneyinde, aşkın farklı hallerini ve evrelerini keşfeden bir eser olarak dikkat çekiyor. Yazar, sevdayı, kırılganlıkları, umutları ve kayıpları anlatırken, her bir öyküsünde aşkın mevsimsel dönüşümünü simgeliyor. Kışın soğukluğunda başlayan bir aşkla, yazın sıcaklığında çiçek açan bir sevdanın, sonbaharın sararmış yapraklarına ve ilkbaharın taze umutlarına nasıl evrildiği, Sevtekin’in yalın dilindeki gücüyle okuyucuya aktarılıyor.
Kitap, aşkın farklı yönlerine dair derinlemesine bir keşif sunarken, aynı zamanda her bireyin içsel yolculuğuna dair izler bırakıyor. Sevtekin, öykülerinde yalnızca duygusal bir bağ kurmakla kalmıyor; aşkın sadece bir duygu değil, aynı zamanda bir varoluş biçimi olduğunu da vurguluyor. Her öykü, aşkın farklı bir evresini, farklı bir yüzünü keşfetmeye davet ediyor.”