Paul Richardson’ın “Coğrafyanın Mitleri” adlı eseri, Samet Özgüler’in çevirisiyle Timaş Yayınları tarafından okuyucuyla buluştu.
Eskiden haritaların köşelerinde deniz canavarlarının resimleri yer alırken, günümüzde bu figürlerin yerini “kıtalar”, “sınırlar”, “ülkeler” ve “egemenlik” gibi soyut mitler aldı. İşte bu noktadan hareketle Paul Richardson, “Coğrafyanın Mitleri” adlı kitabında, dünya algımızı derinden etkileyen sekiz temel inancı sorguluyor ve onları farklı bir perspektifle ele alıyor.
Kitap, tarihsel bir yolculuk yaparak “kıtalar”, “duvarlar”, “uluslar”, “egemenlik” ve “ekonomik büyüme” gibi kavramların aslında nasıl inşa edildiğini ortaya koyuyor. Kıtaların sınırlarının çizilmesinden, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYİH) hesaplanmasına, Vladimir Putin’in revanşist jeopolitik stratejilerinden Afrika’nın “kurtarılma” mitine kadar geniş bir yelpazede konuları ele alıyor. Bu düşündürücü eser, dünyayı nesnel bir şekilde değil, onu nasıl hayal ettiğimizin bir yansıması olarak görmemizi sağlıyor.
Kitaba dair yapılan yorumlar da dikkat çekici:
Dipo Faloyin, “Coğrafyanın Mitleri”ni, içgörülü, eğlenceli ve okuyucuyu farklı düşünmeye teşvik eden bir eser olarak nitelendiriyor ve çevremizdeki dünyanın gerçeklerini keşfetmeye yönelik önemli bir çalışma olduğunu vurguluyor.
Jerry Brotton ise, günümüz küresel çatışmalarında anahtar kavramlar haline gelen kıtalar, sınırlar, uluslar, ekonomik büyüme ve egemenlik gibi unsurların Paul Richardson tarafından zarif bir şekilde ele alındığını belirtiyor. Kitabın, siyasi coğrafyayı 21. yüzyılın sorunlarını anlamamızda merkezi bir konuma yerleştirdiğini ve sarsıcı, önemli bir eser olduğunu ifade ediyor.
Jonn Elledge, kitabın olağanüstü olduğunu ve daha ilk bölümde okuyucunun dünyaya bakış açısını tamamen değiştirdiğini belirtiyor. Kitabı okuduktan sonra bir haritaya asla aynı gözle bakılamayacağını da sözlerine ekliyor.
