İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nin karşısında, demir parmaklıklarla çevrili tarihi kalıntılar ziyaretçilerin dikkatini çekiyor. Bu yapılar, Roma İmparatoru Theodosius dönemine ait önemli bir tarihi miras niteliği taşıyor. Ancak, son zamanlarda bu tarihi alan, beklenmedik bir kullanıma sahne oluyor.
Bölgede faaliyet gösteren seyyar yemek satıcılarından kebap alan bazı Arap turistler, yemeklerini bu tarihi kalıntıların üzerinde tüketiyor. Turistler, adeta yanlarında getirdikleri taburelerle birlikte tarihi sütunları ve lahit parçalarını masa olarak kullanıyor. Bu durum, tarihi eserlerin korunması konusunda soru işaretleri yaratıyor.
Theodosius döneminden günümüze ulaşan bu değerli kalıntılar, İstanbul’un zengin tarihine ışık tutuyor. Ancak, bu denli özensiz bir kullanım, tarihi eserlerin zarar görmesine ve yıpranmasına yol açabilir. Özellikle sütun ve lahit gibi hassas yapıların masa olarak kullanılması, üzerlerinde çizikler oluşmasına, kırılmalara ve hatta daha büyük hasarlara neden olabilir.
Bu durum, hem tarihi eserlerin korunması hem de turizm faaliyetlerinin sürdürülebilirliği açısından dikkat edilmesi gereken bir konu olarak öne çıkıyor. Yetkililerin, tarihi alanın korunması için daha sıkı önlemler alması ve ziyaretçileri bilinçlendirmesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, bu eşsiz tarihi mirasın gelecek nesillere aktarılması tehlikeye girebilir. Bu durumun sürdürülebilir turizm ilkeleriyle de çeliştiği ve kültürel mirasın korunması konusunda daha duyarlı bir yaklaşım benimsenmesi gerektiği vurgulanıyor.
