Fakat biz bu teknolojik gelişmeler karşısında ne yapıyoruz? Gecelere kadar yatağımızda uzanıp dakikalarca belki saatlerce umarsızca kaydırıyoruz. Bırakın yeni fikirleri öğrenmeyi, bu durum tamamen anksiyeteyi, yetersizlik hissini ve yorgunluğu besleyen bir olgu haline geldi. İnsanlar dijital sosyalleşme adına reel sosyal hayattan kopmaya başlıyor, iş sonrası dinlenmek veya ara vermek için defalarca kaydırarak zihnen yoruluyor. Kendisini yiyen Ouroboros yılanı gibi büyük bir döngüye giriyoruz.
Yanlışlıkla Değil, Bu Bir Tasarı!
Çoğumuz bu bilinçsiz kaydırma istilasını bilinçli bir şekilde yaptığımızı düşünüyor olabiliriz. Gerçek şu ki, online platformlar beynin hayatta kalmak için kullandığı beyin bölümlerini ve dopamin reseptörlerini ekrana bağlayarak beynin haz alma kısımlarını uyaracak şekilde tasarlanmıştır. Her bir kaydırış bize Dünya yanıyor, başka yere bakma! Der gibi adeta.
Bu durumun günümüzde popüler bir ismi var FOMO: Fear of Missing Out, bunu her an bir şeyi kaçırma korkusu olarak da açıklayabiliriz. Beynimiz kelimenin tam anlamıyla aman bir şeyi kaçıracağım dürtüsü ile her an tetikte bekliyor. Her gün değişen planlar, düşünceler gelişmeler.. Bu girdaptan çıkmanın yollarına beraber bakacağız.
Pratik Bir Kılavuz
“Ne yersen osun” sözünü illa duymuşuzdur. Teknoloji ve bilgiyle dolu bir dünyada bu sözü “İnternette ne tüketiyorsan osun” şeklinde yeniden yazabiliriz. İnternette okuduğumuz, tepki verdiğimiz veya izlediğimiz her şeye göre yavaş yavaş değişiyoruz, düşünüyoruz ve hissediyoruz.
İşte bu yazı, büyümeye giden yolda adım adım bir rehber:
- Algoritmayı Eğitmek: Negatif ve taraflı içerikler oluşturan hesapları takipten çıkın. Bunun yerine sizi geliştirecek ve size ilham verecek kullanıcıları takip etmeye başlayın. İlk önce neleri sevdiğinizi ve hangi alanlarda gelişmek istediğinizi belirleyin ve daha sonrasında bunlarla uyumlu hesapları takip etmeye başlayın. Algoritmalar evcil hayvan gibidir, nasıl beslerseniz o şekilde büyür. Onu, kendiniz için daha iyi fikirler ve motivasyonlar ortaya çıkaracak şekilde bilinçli olarak eğitebilirsiniz başka deyişle “besleyebilirsiniz”.
- Kaydırma Zamanlarını Revize Etmek: Zihninizde bir zamanlayıcı ayarlayın. Bilinçli ve büyümeye yönelik bir şekilde kaydırmaya başlayın: Kahvaltıdan 10 dakika sonra veya akşam yemeğinden 10 dakika önce gibi zaman aralıkları ve kısıtlamaları koyun. Bu, daha düzenli ve sorumlu olmanızı sağlayacak. Bir girdi bir çıktı kuralını da uygulamak işe yarayacaktır. Bu kuralda, takip ettiğiniz veya izlediğiniz her bir “eğlenceli ama anlamsız” sayfa için bilim, siyaset, kültür içerikli bir sayfası ekleyin.
Böylelikle hem kendimizi süresiz kaydırmalara kaptırmayacağız hem de daha dengeli ve sağlıklı internette dolaşacağız.
- Micro Değişimler Ekle: Sadece kaydırmak yerine kullanılabilir fikirleri toplayın. Her gün sizi düşündüren ve fikir üretmenizi sağlayan içerikleri kaydedin. Daha sonrası için aklınıza geldikçe bir “fikir ve ilham haritası” yaratmış olacaksınız. Gün sonunda şu soruyu sorun: Bugün internette ne öğrendim? Bu tarz sorular hem eleştirel düşünmenizi sağlayacak hem de düşüncelerinizin ve fikirlerinizin algoritmadan ne denli etkilendiğini analiz edip filtreleyebileceksiniz. Günlük analizlerin yanında haftalık da ufak değerlendirmeler yapmak hafta boyunca neleri kaydettiğinizi, beğendiğinizi sürekli olarak görmenizi sağlar. Bu da, tükettiklerinizin zihinsel bir haritasını başarıyla oluşturabilir.
- Dijital Kimliğinizi Oluşturun: Her kaydırma, sesinizi, fikirlerinizi ve dijital ayak izinizi etkileyen bir yol. Akışınızı düzenlemek, geleceğinizi düzenlemek demektir. Bu yüzden kendiniz ve geleceğiniz için ne yarattığınıza dikkat edin ve somut davranın. Buna gelecekte ne yapmak istediğinize veya neyle tanınmak istediğinize karar vererek başlayabilirsiniz. Bu şekilde, potansiyelinizi ve hayallerinizi artıracak akıl dolu içeriklere rahatça ulaşabilir ve onlarla gelişmeye başlayabilirsiniz.
Bütün bunlar dijital çağda hayatta kalma stratejisi, fakat bu anlattıklarım belki bir günde gerçekleşebilecek bir değişim değil. Bunları en az 1 hafta boyunca düzenli bir şekilde pratiğe dökmek gerekiyor. Ancak, kendinizi sürekli faydalı ve üretken olmaya zorlamayın. Kendinizi geliştirmek bir çiçek dikmek gibidir: beslemek ve çiçek açmak zaman ve emek gerektirir. Bu yüzden merdivenleri yavaşça ve dikkatlice çıkmak lazım. Bu hem tükenmişliğe kapılmayı engeller hem de sağlam temelli bir gelişmeyi sağlar. Ya algoritmanın belirlediği şekilde teknolojiyi kullanırsınız, ya da kendi oluşturduğunuz şemalarda kullanırsınız: Seçim sizin.
