Haftanın Yeni Çıkan Kitapları
21 Aralık 2020 tarihi itibariyle yeni çıkan kitaplar merakla beklediğiniz kitaplar ya da görünce şaşıracağınız kitaplardan oluşuyor. Bu kitaplar ile birlikte okuma yolculuğunuz çok daha keyifli hale gelecek.
Dune: Atreides Hanedanı
Efsane Dune serisinin öncesini anlatan üçlemenin ilk kitabı, Dune: Atreides Hanedanı!
Paul Atreides, Dune olarak bilinen çöl gezegenindeki Fremenlerin lideri Muad’Dib olmadan, şeytani Baron Harkonnen, Atreides Hanedanı’nı yok etmeden ve baharat ile kumsolucanlarının sırrı keşfedilmeden önce başka bir hikâye vardı.
Genç Leto Atreides, babası Dük Paulus Atreides tarafından bir yıllığına 9’a gönderildiğinde başına geleceklerden habersizdi. Padişah İmparator 9. Elrood’un da dahil olduğu bir dizi komplonun ardından Atreides Hanedanı’nı tehlikeli günler bekliyordu.
Arrakis’in başındaki Vladimir Harkonnen hem İmparator’dan hem de Lonca’dan tehlikeli sırlar saklıyordu. Her yerde kulağı olan Bene Gesseritlerden saklanamayan sırlar. Ve onların, karşılığında Baron’dan istedikleri bir şey olacaktı.
İmparator tarafından Arrakis’i incelemesi için gönderilen gezegenbilimci Pardot Kynes’ın çöl gezegeni Dune’la ilgili başka bir planı vardı. Bunun için Fremenlerle işbirliği yapması gereken Kynes, çöl kadar zorlu bu insanlara kendini kabul ettirmek zorundaydı.
Dune: Atreides Hanedanı, orijinal serinin ilk kitabı Dune’un hikâyesinin bir nesil öncesinde yaşanan çalkantılı olayları, kudretli kahramanları, korkunç düşmanları ve ürkütücü tiranları anlatıyor.
Rehine
Pyongyang, Shenzhen, Burma Günlükleri ve Kudüs Günlükleri’nin çizerinden…
Rehine olmak, hapiste olmaktan kötü. Hapishanedeyken neden hapsolduğunu bilirsin. Doğru ya da yanlış, en azından bir sebep vardır. Hapishanedeyken çıkacağın günü, tam tarihi bilirsin. Böylece ne kadar bekleyeceğini hesaplayabilirsin. Ama burada, ne zaman biteceğini bilmeden, sadece ne kadar geçtiğini hesap edebilirsin…
1997 yılında, Kafkasya’daki Sınır Tanımayan Doktorlar’ın sorumlusu olan Christophe André’nin hayatı, gecenin bir yarısı kafasına çuval geçirilip bilinmez bir yere kaçırılınca altüst oldu. Usta çizgiromancı Guy Delisle, onunla yıllar sonra bir araya geldi ve 111 gün süren bu cehennem gibi kaçırılma öyküsünü kaydetti. Özgürlük umutlarının tamamen kaybolduğu bir anda, bir rehinenin aklından neler geçer? Pyongyang, Shenzhen, Burma Günlükleri ve Kudüs Günlükleri gibi nitelikli eserlerin sahibi, bu çarpıcı hikâyeyi eşsiz bir dille anlatıyor.
Nazi Almanyası’nda Hukuk
Nazi deneyimi Batı’da, pek çok konuda olduğu gibi, hukuk alanında da teorik tartışmalar tetiklemiştir. Bazı düşünürlere göre bir “Nazi Hukuku”ndan bahsedilemez; çünkü hukuk, Nazi yönetiminin pratiklerini tanımlamak için fazlasıyla değer yüklüdür. Dolayısıyla olsa olsa bir “Nazi Hukuksuzluğu”ndan bahsetmek gerekir. Nitekim bu dönem, kimilerince, Hukuk Devleti’nin karşı kutbundaki Hukuksuzluk veya Haksızlık Devleti olarak görülmüştür.
Nazi yönetimi ile hukuksuzluğun bu şekilde ilişkilendirilmesi ve Nazi “hukuku”nun toptan reddi retorik açıdan güçlü olsa da, demokratik görünümlü devletlerin faşist potansiyellerini gizleme tehlikesini barındırır. Hakikat-sonrası olarak adlandırılan çağımızda popülist yöneticiler eşliğindeki otoriterleşme olgusu, üzerinden daha bir asır bile geçmeden Nazi pratiklerinin dünyanın dört bir yanında tekrarlanma eğiliminde olduğunu gösteriyor. Nazi döneminde hukukun amacından saptırılması, yer yer yürürlükten kaldırılması, olağanüstü halin olağan yönetim biçimi olarak kabul edilmesi, dünün hukuka aşık hukukçularının kısa sürede, hukuku tahrip eden gözü dönmüş işbirlikçiler haline gelmesi, sadece tarihin bir döneminin daha iyi anlaşılması için değil, hukuk düzenlerine içkin hukuksuzluğa karşı teyakkuzda olmak için de önem arz ediyor.