Son dönemlerde bazı internet haberciliği yapan sitelerde ve sosyal medyada Türkiye’nin dünya genelinde en çok kitap okuyan 11’inci ülke olduğu savı öne sürüldü. Bu savı paylaşan kanallar veya hesaplar kaynak belirtmedikleri için bunu teyit edemiyoruz ancak başka güvenilir verilerden hareketle Türkiye’nin dünyada kitap okuma sıralamasında kaçıncı olduğunu analiz edeceğiz. Türkiye Kitap Okuma Sıralamasında Kaçıncı Sırada? “UNESCO tarafından yapılan araştırmaya göre, Türkiye’de neredeyse hiç okuma alışkanlığı yoktur. Televizyon izliyor, internete giriyoruz ama okumuyoruz. Avrupa’da kitap okuma oranı %21 iken, Türkiye’de bu oran 10.000 kişide yalnızca 1 kişidir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO), dünyadaki okuma alışkanlıklarını raporladı. Rapora göre,…
Yazar: Edebi Bülten
Uğur Tanyeli’nin “Gerilimli Değişim: Türkiye’de Modernlik, Mimarlık ve Siyasal İktidar” adlı eseri Metis Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, Türkiye’deki modernleşme sürecinin mimari perspektiften nasıl değerlendirilebileceğine dair eleştirel bir bakış açısı sunuyor. Tanyeli, toplumsal ve kültürel dönüşümlerin her zaman bir gerilim alanı oluşturduğunu ve bu gerilimin özellikle mimaride kendini gösterdiğini savunuyor. Mimarlık, yalnızca yapılar inşa etmekle kalmaz; aynı zamanda değişimle yüzleşmenin, yenilikleri normalleştirmenin ve toplumsal endişeleri hafifletmenin bir aracı olarak işlev görür. Ancak Türkiye bağlamında bu aracın sorumluluğu büyük ölçüde devlete yüklenmiştir. Tanyeli, mimarlığın modernleşme sürecindeki rolünü sadece devlet odaklı bir yaklaşımla açıklamanın “naif bir ideolojik saplantı” olduğunu belirtiyor. Ona göre,…
Marcello Musto’nun kaleme aldığı “Marx’ın Dirilişi” adlı eser, Pınar Meltem Üstündağ’ın çevirisiyle Ayrıntı Yayınları tarafından okuyucularla buluştu. Kitap, Karl Marx’ın düşüncelerinin günümüzdeki yankılarını ve önemini tartışmaya açıyor. Tanıtım metninde, Karl Marx’ın kapitalizmin yarattığı sorunlarla boğuşan dünyamız için sunduğu derin eleştirilerle yeniden keşfedildiği vurgulanıyor. Uluslararası alanda tanınmış uzmanlar tarafından kaleme alınan ve geniş kitlelere hitap eden bu eser, Marx’ın çalışmalarının çağdaş yorumlarını bir araya getiriyor. Kitap, Marx’ın yirmi iki temel kavramını ele alarak, bu kavramların Marx tarafından nasıl ele alındığını, 19. yüzyılın sonlarından itibaren yaşanan değişimler ışığında hangi alanlarda yeniden değerlendirilmesi gerektiğini ve günümüz dünyasındaki önemini gerekçeleriyle ortaya koyuyor. Bu derleme,…
Kemal Varol’un yeni romanı “Onu Sevdiğim Zamanlar” Doğan Kitap etiketiyle okurlarla buluştu. Roman, bazı aşkların unutarak değil, hatırlayarak sona erdiğini vurguluyor. Hikaye, zamanın bir tavuğun gagasında aktığı Arkanya’da başlıyor. Roman, “yazmasaydım büyüyemezdim” diyen çocukları, bir annenin kucağında hazla ve ölümle geçen çağları, gırnatanın ezgisiyle coşan halayları, fısıltıyla söylenen şarkıları, geceyi delen kurşunları, duvara asılı ölü fotoğraflarını, havaya savrulan beyaz tülbentleri ve kuruyan bir çiçeğin sessizliğini konu alıyor. “Onu Sevdiğim Zamanlar”, Arkanya ve Paris arasında gidip gelen bir anlatıya sahip. Aşk, barış, yersiz yurtsuzluk ve hatırlamanın acısı gibi temaları işleyen roman, insanlığa dokunaklı bir ağıt niteliği taşıyor ve “Ey insan, neredesin?”…
Güney Koreli yazar Baek Eun-Byeol’un romanı “D-DAY”, yayımlandığı ülkede büyük ilgi gördü. Roman, okul yaşamının ışıltılı yüzeyinin ardındaki psikolojik şiddeti ve gençlerin yaşadığı görünmeyen çöküşü etkileyici bir şekilde ele alıyor. Şimdi bu roman, Athica Yayınları tarafından Türkçeye çevrildi ve okuyucuyla buluşmaya hazırlanıyor. “D-DAY”, genç okurların dünyasını romantize etmek yerine, mobbing, dışlanma, travma, aşırı başarı baskısı, arkadaşlık ve kayıp gibi zorlu temaları gerçekçi bir şekilde işliyor. Yazar, okuyucuyu sarsan bir anlatı sunuyor. Roman, gece yarısı gelen bir fotoğraf mesajıyla başlıyor ve “geri sayım” metaforu üzerine kurulu, psikolojik gerilimle örülü bir büyüme hikayesi anlatıyor. Okulda “normal” gibi görünen ilişkilerin altında, sessizce büyüyen…
Vedat Örfi Bengü’nün eseri “Kahire Batakhanelerinde” okurlarıyla buluştu. Roman, Elips Kitap tarafından yayımlandı. Kitap, Prenses Canan’ın gizemli ölümüyle başlıyor. Kimsenin anlam veremediği bu ölümün ardındaki sır perdesini aralamak için meşhur zabıta hikâyeleri yazarı Sahir Yıldırım görevlendirilir. Sahir Yıldırım, soruşturma için Kahire’ye gider ve katilin izini sürmeye başlar. Kısa süre sonra cinayetin arkasında karanlık bir ticaretin döndüğünü keşfeder. Akıl almaz gerçeklerle yüzleşen Sahir, bu karmaşık olayı aydınlatabilecek mi? “Kahire Batakhanelerinde”, sadece bir cinayet romanı olmanın ötesinde, suçun cezasız kalmayacağına dair bir umut sunuyor. Okuyucuları sürükleyici bir gerilim yolculuğuna davet ediyor. Kitapta, Sahir Yıldırım’ın adaleti sağlama çabası ve karanlık güçlerle mücadelesi anlatılıyor.…
Nejat İşler’in yeni romanı Miras, Mundi Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu. Roman, okuyucuyu 2000 yılının baharına, Ege’nin kıvrımlı yollarına doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Hikaye, Nejat İşler’in en yakın dostu Barış Abi ve onun kızı Güler, namı diğer “Şoför Nebahat” ile birlikte çıktığı bir yolculuğu konu alıyor. Bu yolculuk, verilen sözlerin, kurulan dengelerin ve belirsiz hislerin ortasında geçiyor. Okuyucu, bir yandan ömrünün sonuna yaklaşan bir dostla seyahat etmenin nasıl bir duygu olduğunu sorgularken, diğer yandan da aşkın belirsiz gölgesiyle karşılaşıyor. Yolculuk boyunca karakterler dönüşüyor, çünkü yol hikayeleri insanı değiştirir. Romanda, Nejat’ın ağzından dökülen şu sözler dikkat çekiyor: “Bence senden gayet iyi bir…
Andrey Kurkov’un “Gri Arılar” adlı romanı, Siren Yayınları aracılığıyla ve Lidya Durmazgüler’in çevirisiyle okuyucuyla buluşuyor. Roman, düşmanlıkla dolu bir geçmişe sahip olan Paşka ve Sergeyiç’in, birlikte yaşamayı öğrenme süreçlerini konu alırken, savaşın iki farklı cephesi de onların hayatlarına dahil olur. Ancak yıllar geçtikçe Sergeyiç’in zihni yalnızca arılarıyla meşguldür. Arılarının saflığından ve düzeninden ilham alan Sergeyiç, onları savaşın etkilerinden uzak tutmak amacıyla bir yolculuğa çıkar. Fakat Sergeyiç’i bekleyen asıl sınav, savaşın dokunduğu her şey gibi, arılarının masumiyetinin de lekelenmesinin mümkün olup olmadığıdır. Kırktan fazla dile çevrilen kitaplarıyla tanınan Andrey Kurkov, toplumsal konuları abartılı bir duygusallığa düşmeden, kendine özgü mizahıyla ele alıyor.…
Halikarnas Balıkçısı’nın “Anadolu Tanrıları” adlı eseri, Bilgi Yayınevi tarafından 17. baskısıyla okuyucuyla buluştu. Kitap, Anadolu’nun gerçek mirasçılarının aslında bu topraklarda yaşayanlar olduğunu vurgularken, bu mirasın hoyratça savrulduğunu ifade ediyor. Yazar, Osmanlı Devleti döneminde dünyanın yedi harikasından kalanların, adeta babadan kalma mal gibi Batı müzelerine taşınmış olmasını eleştiriyor. “Anadolu Tanrıları,” günümüzde Anadolu’da süregelen bazı geleneklerin kökenlerinin, sanıldığından çok daha eskilere dayandığını ortaya koyuyor. Halikarnas Balıkçısı, bu çalışmasında Kybele törenlerinin ayrıntılarını okuyucuya aktararak Anadolu’nun kadim kültürel mirasına ışık tutuyor. Binlerce yıl öncesinden günümüze ulaşan bu izler, adeta kültür belleğimize kazınmış birer nişaneyi andırıyor. Kitap, Anadolu coğrafyasının zengin tarihini ve mitolojisini derinlemesine inceleyerek,…
Endülüs: Yaşayan Bir Miras Endülüs, sadece bir coğrafi bölge olmanın ötesinde, insanlığın ortak hafızasında derin izler bırakmış bir medeniyetin adıdır. Günümüzde Granada’nın huzurlu bahçelerinde, Cordoba’nın dar sokaklarında ve Sevilla’nın görkemli kubbeleri altında hala canlı bir anı olarak varlığını sürdürmektedir. Prof. Dr. Lütfi Şeyban’ın uzun yıllara dayanan araştırmalarının bir ürünü olan “Yaşayan Endülüs: İspanya” adlı eser, bu medeniyetin günümüze uzanan izlerini gözler önüne seriyor. Tarih, kültür, sanat ve mimariyi bir araya getiren bu çalışma, geçmiş ile bugün arasında bir köprü kurmayı amaçlıyor. Yazar, İspanya’nın Endülüs bölgesindeki neredeyse tüm şehirlerini adım adım gezerek, bir zamanlar İslam, Hristiyanlık ve Yahudiliğin bir arada var…