Nurcan Abacı’nın “Osmanlı’da Korkunun Gölgesi” adlı yeni kitabı, Fol Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı. Kitap, Osmanlı toplumunda korkunun yalnızca büyük olaylar veya dehşet verici varlıklarla sınırlı olmadığını, aksine gündelik yaşamın en ufak detaylarında dahi hissedilen bir olgu olduğunu vurguluyor. Eser, Osmanlı kadı sicillerinden yola çıkarak, insanların çoğunlukla cezalandırılmaktan ziyade cezalandırılma olasılığından, olayların kendisinden çok çevrelerinin ne düşüneceğinden endişe duyduğunu ortaya koyuyor. Kitap, mahalledeki insanların bakışlarından kaynaklanan rahatsızlıktan, devlet memurları karşısında hissedilen çekingenliğe, görünmez tehditlerin davranışları nasıl etkilediğine kadar çeşitli “küçük korkular” üzerinden geniş bir panorama sunuyor. “Osmanlı’da Korkunun Gölgesi”, tarihe alışılmadık bir açıdan yaklaşarak okuyucusuna korkunun sadece bir duygu olmadığını,…
Yazar: Edebi Bülten
Cazibe Yiğit’in “Çevirikurgu: Bilimkurgudan Örneklerle” adlı eseri, Çeviribilim Yayınları tarafından okuyucuyla buluştu. Kitap, çeviri ve çevirmenleri merkeze alan kurgu türü olan çevirikurguya odaklanıyor. Çevirikurgu, çeviribilim araştırmalarında giderek önem kazanan bir alan olarak öne çıkıyor. Roman türünün önemli örneklerinden Don Quixote, çevirikurgunun geçmişteki önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor ve edebiyat tarihi, çevirikurgu eserlerinin tarihi şeklinde yeniden değerlendiriliyor. Cazibe Yiğit, bu alandaki uygulamalı çalışmasında, Kim Stanley Robinson’ın “2312”, Orson Scott Card’ın “Ender’in Gölgesi” ve Ted Chiang’ın “Geliş” isimli bilimkurgu eserlerini inceliyor. Bu eserlerin ortak özelliği, çevirikurgu nitelikleri taşımaları. Kitapta ele alınan üç eserin de çevirmeni M. İhsan Tatari olması, çalışmaya özel…
Ragıp Şevki Yeşim’in yeni romanı “İçimizden Biri,” Elips Kitap tarafından okuyucuyla buluştu. Roman, birbirleriyle sürekli rekabet halinde olan beş erkek kardeşin hikayesini anlatıyor. Muhlis, Mucit, Muhsin, Muhiddin ve Muvahhit adındaki bu kardeşler, isimlerindeki benzerliğe rağmen karakter olarak birbirlerinden oldukça farklıdırlar. Sürekli anlaşmazlıklar yaşayan, en ufak bir sorunda dahi kavga eden bu kardeşler, hiçbir şeyi paylaşmakta zorlanırlar. Bu durum, kardeşlerden birinin sürekli olarak mağdur olmasına yol açar. Eski ve gösterişli bir konakta yaşayan, saraya mensup bir paşababaya sahip olan bu genç adamlar, zamanla farklı yollara saparlar. Ancak aralarındaki çekişme ve rekabet devam eder. Hatta bu rekabet, tarihteki meşhur Habil ile Kabil…
Gianfranco Calligarich’in kült romanı “Kentte Son Yaz”, Eren Cendey’in çevirisiyle okurlarla buluşuyor. Roman, 1960’ların sonlarında, Federico Fellini’nin “Tatlı Hayat”ını anımsatan, canlı ve etkileyici bir Roma atmosferinde geçiyor. Kitabın merkezinde, Milano’dan Roma’ya gelen Leo Gazzarra bulunuyor. Otuzlu yaşlarının başında olan Leo, toplumun dayattığı düzenli yaşam biçimini reddeden, hayata tutunamayan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Ara sıra edebiyat dergilerine yazılar yazarak ve spor gazetesinde transkripsiyon işleri yaparak geçimini sağlayan Leo, parasızlığına rağmen Roma’nın elit kesimiyle aynı ortamlarda bulunuyor. Bir partide tanıştığı ve âşık olduğu Arianna ile birlikte Roma’nın hareketli sokaklarını, barlarını, popüler mekanlarını ve plajlarını keşfediyorlar. İçki tüketimi hayatlarının bir parçası haline…
Dubravka Ugresiç’in “Okumadığınız İçin Teşekkürler” adlı eseri, Ayrıntı Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, günümüz yayıncılık dünyasına eleştirel bir bakış sunuyor. Kitapta, kitapçı raflarının neden giderek daha fazla sayıda “kötü kitap”la dolduğu, okurların neden “iyi edebiyat”a sırt çevirdiği ve yazarların neden daha çok şöhret odaklı bir tavır sergilediği gibi sorular irdeleniyor. Bu sorular, kitabın metalaşması ve değerlerin piyasanın acımasız kurallarına terk edilmesi gibi daha geniş bir bağlamda değerlendiriliyor. Ugresiç, Doğu Avrupalı bir yazar olarak, hem kendine hem de dünya kitap piyasasına eleştiri oklarını yöneltiyor. Yazar, Thomas Mann’ın günümüzde eserlerini yayımlatmakta zorlanabileceğini, çünkü eserlerinin yeterince “seksi” bulunmayabileceğini iddia ediyor. “Okumadığınız İçin Teşekkürler”,…
Mahmut Yesari’nin “Çam Tırtılları” adlı eseri, İş Kültür Yayınları aracılığıyla okuyucuyla buluştu. Kitap, çocuk yaşta köyünden ayrılan ve İstanbul’da geçen yılların ardından yorgun bir şekilde memleketine dönen Hacer’in hikayesini anlatıyor. Hacer, hayatında yeni bir başlangıç yapma umuduyla, babasından kalan mirası değerlendirmek için doğduğu topraklara geri döner. Sakin ve huzurlu bir yaşam sürmek isteyen Hacer, geçmişteki kötü şöhretini geride bırakmayı arzular. Ancak, Hacer’in beklenmedik dönüşü, köydeki bazı kesimlerde farklı tepkilere yol açar. Memurlar, ağalar ve esnaf, Hacer’i hem mirasından pay almak hem de geçmişteki yaşantısı nedeniyle eleştirmektedirler. Köyde “Kıvrak Hacer” veya “İstanbullu Kahpe” olarak anılan Hacer’in gelişi, mülk hırsı ve çeşitli…
Perihan Çıragöz’ün “Uyandırma Servisi” adlı eseri, Epsilon Yayınevi etiketiyle okuyucuyla buluştu. Kitap, tanıtım bülteninde belirtildiği üzere, özgün ve bağımsız bir yaşam arayışında olan kadınlara hitap ediyor ve onlara bir kız kardeşin samimiyetiyle sesleniyor. Yazar, bu kitabın temelini, kendi “Uyandırma Servisi” programının başarısından ilham alarak oluşturmuş. “Uyandırma Servisi”, Çıragöz’ün kendi deneyimlerinden süzdüğü hayat bilgisini aktardığı, kadınları kendi gerçekliklerini yaşamaya teşvik eden bir grup çalışması olarak tanımlanıyor. Terapi ve koçluk süreçlerinden edindiği farkındalıklarla, kendi yaşamında neleri neden yaptığını anlayan ve gitmek istediği yönü belirleyen Çıragöz, bu deneyimlerini okuyucularla paylaşıyor. Kitapta, yazarın üzerinde durduğu üç temel başlık öne çıkıyor: Değer, Güç ve Sorumluluk.…
Sait Faik Abasıyanık’ın “Tüneldeki Çocuk” adlı eseri, Epsilon Yayınevi tarafından okuyucuyla buluştu. Modern Türk öykücülüğünün önemli isimlerinden Sait Faik, eserlerinde genellikle sıradan insanları konu alır. Balıkçılar, sokak satıcıları, kahve köşelerinde oturanlar, çocuklar ve yalnızlar, onun öykülerinde hayat bulur. Sait Faik, özellikle İstanbul’u kendine has bir üslupla anlatır. Öykülerinde sevgi, dostluk, hüzün ve yaşam sevinci iç içe geçer; denizin kokusu, kahvehanelerin dumanı ve yoksulluğun sessizliği bir arada hissedilir. “Tüneldeki Çocuk”, Sait Faik’in şehir yaşamının gizli köşelerine, günlük hayatın akışına ve insan ilişkilerinin karmaşıklığına ne kadar ustalıkla dokunduğunu gösterir. Yazar, küçük ayrıntılarda büyük anlamlar bulur ve sıradan olayların arkasında derin bir hümanizm…
Osamu Dazai’nin kült romanı “İnsanlığımı Yitirirken”, Ali Volkan Erdemir’in çevirisiyle Doğan Kitap tarafından okuyucuyla buluştu. Roman, yayımlandığı 1948 yılından bu yana Japon edebiyatının en önemli ve etkileyici eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Hikâye, insanlarla iletişim kurmakta zorlanan, utanç dolu bir yaşam süren Yozo’nun hayatını konu alıyor. Yozo için hayat, adeta bir cehennemdir. Çocukluğundan itibaren insanlarla ilişki kurabilmek için tek çare olarak maskaralık yapmayı benimser. Ancak gençlik yıllarında çeşitli bağımlılıkların pençesine düşer ve hayatına giren herkesi hayal kırıklığına uğratır. “İnsanlığımı Yitirirken”, dünyaya yabancılaşmış bir karakterin zihinsel ve ruhsal çöküşünü derinlemesine inceliyor. Roman, bu yabancılaşmanın bir insanı ne kadar ileri götürebileceğini gözler…
Armağan Tunaboylu’nun kaleme aldığı “Park Cinayetleri” adlı roman, Maceraperest Yayınları aracılığıyla okuyucuyla buluştu. Kitap, sıra dışı dedektif Metin Çakır’ın maceralarını konu alıyor. Tanıtım metninde, Metin Çakır karakteri, ünlü dedektifler Hercule Poirot’nun zekası, Sherlock Holmes’ün dikkati, Mike Hammer’ın çapkınlığı, James Bond’un yakışıklılığı ve Philip Marlowe’un pervasızlığı gibi özelliklere sahip olmasa da, okuyucunun sevgisini kazanmayı başaran, ahlaksız, sahtekar, korkak, yalancı ve maço bir karakter olarak tanımlanıyor. “Park Cinayetleri”, Metin Çakır’ın daha önceki maceraları olan “Yıldız Cinayetleri”, “Resim Cinayetleri”, “Konsey Cinayetleri” ve “Karakol Cinayetleri” serisine eklenerek, dedektifin tuhaf ve beklenmedik olaylarla dolu serüvenlerini sürdürüyor. Okuyucular, bu kitapta da Metin Çakır’ın özgün ve esprili…