Barış İnce’nin kaleme aldığı “Türkçeyi Savunmak”, dilimizin kıymetli isimlerinden Feyza Hepçilingirler’in yaşamına, eserlerine ve düşünce dünyasına ışık tutan kapsamlı bir söyleşi kitabı olarak okuyucuyla buluşuyor. Delidolu Yayınları tarafından yayımlanan bu eser, Türkçeye adanmış bir ömrün izlerini sürüyor ve dilimizin zenginliklerine dikkat çekiyor. Kitap, Hepçilingirler’in rehberliğinde iyi edebiyatın temel unsurlarını derinlemesine inceliyor. Son elli yılda dilimizde yaşanan değişimleri, dönüşümleri ve bunların toplumsal yankılarını renkli anekdotlarla gözler önüne seriyor. Türkçenin bilinçsizce ve hatalı kullanımının iletişimi ne denli olumsuz etkileyebileceği vurgulanıyor. Ayvalık’ta dünyaya gelen, mübadil kökenlerine bağlı kalarak farklı kültürleri özümseyen Hepçilingirler’in çocukluğunda en büyük eğlencesi kitaplardı. Gençlik yıllarında el işlerinden uzaklaşarak yine…
Yazar: Edebi Bülten
Jan Van Dijk’in “Ağ Toplumu” adlı eseri, Epsilon Yayınevi aracılığıyla okuyucuyla buluştu. Kitap, iletişim tarihinin en önemli sosyal ve teknik dönüşümlerinden birinin altında yatan karmaşık ve ilgi çekici temelleri anlamak veya öğretmek isteyenler için kapsamlı bir kaynak sunuyor. Ronal E. Rice’ın ifadesiyle, eser çeşitli, geniş kapsamlı, teorik ve pratik olmasının yanı sıra dikkatlice yazılmış ve ansiklopedik bir nitelik taşıyor. Robin Mansell ise, yeni medyanın hayatımızdaki önemine dair derinlemesine disiplinlerarası bir bakış açısı sunduğunu belirtiyor. Ayrıca, giderek akıllı hale gelen makineler ve insan istekleri arasındaki sürtüşmeleri neden anlamamız gerektiğini özetleyerek, ağ toplumuna dönüşme sürecimizin değerli bir eleştirel değerlendirmesini sunduğunu vurguluyor. “Ağ…
Mehmet Emre İnal’ın “İskandinav Mitolojisinin Sanat Yolculuğu” adlı eseri, Myrina Yayınları tarafından okurlarla buluştu. Kitap, İskandinav mitolojisinin tanrılarını, savaşçı figürlerini ve sembollerini sanat tarihi perspektifinden inceliyor. Sanat tarihçisi ve mitoloji uzmanı olan İnal, bu çalışmasında 18, 19 ve 20. yüzyıl ressamlarının eserlerinde hayat bulan mitolojik evreni detaylı bir şekilde ele alıyor. Erwin Panofsky’nin ikonolojik çözümleme yöntemini temel alan bu eser, “İskandinav Rönesansı” olarak adlandırılan dönemde mitlerin sanatsal yeniden doğuşunu irdeliyor. Valkürlerin tasvirleri, Thor’un devlerle olan mücadeleleri, Freya’nın altın kolyesi, Loki ve Sigyn’in trajik öyküsü ile İðunn’un gençlik elmalarının resimlerdeki yansımaları, titizlikle bir araya getirilerek inceleniyor. Görsel kültür, mitoloji ve sanat…
Oliver Bowden’ın kaleminden çıkan ve büyük ilgi gören Assassin’s Creed serisinin roman uyarlamalarından ilki olan Rönesans, okurlarıyla buluştu. Epsilon Yayınevi tarafından yayınlanan bu roman, okuyucuları İtalya’nın karmaşık ve entrikalarla dolu dünyasına davet ediyor. Rönesans İtalya’sının soylu ailelerinin ihanetine uğrayan genç bir adamın, ailesinin intikamını almak ve adaletini sağlamak için çıktığı destansı yolculuğu konu alıyor. Yozlaşmış düzeni ortadan kaldırmaya kararlı olan kahraman, Assassin sanatının inceliklerini öğrenerek, ailesinin onurunu temizlemek için amansız bir mücadeleye girişiyor. Bu zorlu süreçte, kahramanımıza Leonardo da Vinci ve Niccolò Machiavelli gibi dönemin önde gelen düşünürleri rehberlik ediyor. Onların bilgeliği, kahramanın hayatta kalması ve yolunu bulması için elzem…
Can Orhun’un “Belki Birimiz” adlı yeni romanı, Oğlak Kitap etiketiyle okuyucuyla buluştu. Roman, kitaplarla örülü iki farklı hayatın beklenmedik kesişimlerini konu alıyor. Tanıtım metninde, İtalyan konsolosunun konutunun yanındaki dar sokakta geçen bir sahne betimleniyor. Burada, bir adam binanın bahçesindeki ıhlamur ağacının dökülen yapraklarını inceliyor. Bastonunu kullanarak yaprakları tek tek çeviriyor, kuruyan yapraklar arasında seçim yapıyor ve iki tanesini yan yana getiriyor. Dikkatlice eğilerek bu yaprakları yerden alıyor, üzerlerindeki tozu siliyor ve pardösüsünün cebine yerleştiriyor. Bu sahne, romanın atmosferine dair bir ipucu sunuyor. Kitap, okumadan bir hayatın nasıl yaşanabileceği veya kitaplara gömülmeden hayatın nasıl sürdürülebileceği sorularını irdeliyor. Yolun başında olan genç…
Mehmet Mahsum Oral’ın yeni romanı “Gecenin Örtüsünde Güneş Lekesi”, okurlarıyla buluştu. Roman, bir anlatıcının gözünden büyük bir şehirde geçen bir geceyi ve bu geceye dair gözlemlerini aktarıyor. Tanıtım metninde, romanın atmosferi şu sözlerle betimleniyor: “Yürümeye karar veriyorum, burası oldukça büyük bir şehir.” Roman, yaz ortasında bir kasabada uyanılmış ve bir türlü geçmek bilmeyen bir pazar gününden çok daha uzun süren İstanbul gecesini konu alıyor. Milyonlarca insan tarafından örülen bu gece örtüsünde, güneşin doğduğu topraklardan gelen bir anlatıcı sokaklarda dolaşarak etrafına bakınıyor. Bu anlatıcı, gece örtüsünün üzerindeki bir güneş lekesi gibi şehre yabancı ve farklı bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Metnin türünün…
Sabahattin Ali’nin önemli eserlerinden biri olan İçimizdeki Şeytan, Elips Kitap tarafından okuyucuyla buluştu. Roman, yayımlandığı dönemde büyük ses getirmiş ve çeşitli siyasi tartışmalara neden olmuştu. Kitabın tanıtım metninde yer alan şu ifadeler, romanın temel temasını yansıtıyor: “İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin daimî bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum; müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum.” Bu alıntı, romanın karakterlerinin iç dünyalarındaki çatışmaları ve sorumluluktan kaçma eğilimlerini vurguluyor. İnsanların…
Guadalupe Nettel’in “Kıştan Sonra” adlı romanı, Banu Karakaş’ın çevirisiyle Livera Yayınları tarafından okurlara sunuldu. Roman, en uzun kışların ardından gelen baharların, sadece kısa süreli tesellilerden ibaret olup olmadığı sorusunu merkeze alıyor. New York’ta yaşayan Küba kökenli editör Claudio, yaşamını düzen, kontrol ve mesafeyle örerek duygusal karmaşadan kaçınmaktadır. Duygular, onun için en büyük korku kaynağıdır. Diğer tarafta ise Paris’te okumak için bulunan Cecilia, bir mezarlığın yakınındaki küçük dairesinde kitaplar ve hayal kırıklıklarıyla dolu, içe dönük bir yaşam sürmektedir. İki yabancının yolları, belirsiz ilişkiler ağında kesişir. Bu karşılaşma, her ikisi için de sarsıcı bir deneyime dönüşür. Ancak Nettel, bu buluşmadan romantik bir…
Aykut Yılmaz’ın “On Üzerinden Yedi” adlı eseri, okuyucuyla Mahlas Yayınları aracılığıyla buluşuyor. Roman, hayatın ne mutlak bir başarı ne de tam bir hezimet olduğunu, çoğu zaman “on üzerinden yedi” gibi bir ara noktada yaşandığını vurguluyor. Kitap, Buzul karakterinin yaşam öyküsünü merkeze alıyor. Buzul’un çocukluğunun şekillendirdiği kişiliği, arkadaşlıklarının derin izleri, ailesiyle kurduğu karmaşık ilişkiler ve iç sesinin hiç dinmeyen yankıları arasında geçen bir yolculuk anlatılıyor. Geçmişin gölgesi ve bugünün yükü karakter üzerinde çarpışırken, okuyucu kendini bazen bir kafede, bazen bir satranç karşılaşmasında, bazen de zihnin en tenha köşelerinde buluyor. Eser, gündelik hayatın sıradan detaylarının arasına ustaca gizlenmiş kırılma anlarını, ironik yaklaşımları…
Elif Derviş’in yeni romanı “Uyuşma”, Bilgi Yayınevi etiketiyle okuyucuyla buluştu. Roman, sevdiklerini kaybetmenin acısıyla sarsılan balıkçı Valhaf’ın hikayesini anlatıyor. Valhaf, bu derin kayıpla başa çıkmak için doğduğu köyü terk ederek, içsel bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Bu yolculuk, onu farklı limanlara, kasabalara ve çeşitli insanlarla tanışmaya götürür. Ağır işlerin yorgunluğunda ve okuduğu kitapların satırlarında, kaybının ağırlığıyla yüzleşir. Daha sonra, dünyanın tam ortasında yer alan bir köprüden geçerek, yaralı ruhların şifa bulduğu “beyaz ev”e ulaşır. Bu evde zamanın akışı farklıdır ve Valhaf, kurduğu dostluklar ve edindiği yeni bakış açıları sayesinde ruhunda bir iyileşme hisseder. Ancak, bu evden ayrılmanın yolu, geldiği kapıdan…